Çiftçilerin 2021 yılını kurak bir şekilde geçirdiğini söyleyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube başkanı Abdullah Melik, “2022 yılına da kurak bir şekilde başladık. Bir nebze yağışların yağması çiftçilerin yüzünü güldürdü. Tabi bu yağışların periyodik olmaması 2022 yılında da çiftçilerin kurak bir sezon geçireceklerini benziyor. Şayet önümüzdeki 10 gün içerisinde yağışlar yağmasa kuraklık yaşanabilir. Gübre fiyatları dolarla endeksi olduğu için inişli çıkışlı bir seyir gösteriyor. Sadece gübre de yüzde 400 gibi bir artış yaşandı. Misal bir ton üre gübrenin fiyatı 14 bin lirayı bulmuş. Daha önce 18 bin liraydı. 9 bin liraya kadar düştü. Tekrar 14 bin liraya kadar yükseldi. Bir ton üre gübrenin fiyatı nerdeyse kıraç alanlarda bulunan 1 dönüm arazinin fiyatına eş değer olmuş” ifadelerini kullandı.
“UN YAĞ VE PİRİNÇE GIDA KRİZİ YAŞANABİLİR”
Türkiye’nin buğday ve yem bitkilerinde dışa bağımlı olduğunu kaydeden Melik, “2022 yılında çiftçilerimiz gübre fiyatları yüksek olduğu için gübresiz ektiler. Buda hasat zamanında verimi fazlasıyla etkileyecek. 2022 sezonu kurak geçerse ciddi anlamda büyük bir gıda krizi ortaya çıkar. Un, yağ, pirinç gibi temel ihtiyaçlarda gıda krizi ile karşı karşıya kalabiliriz. Zaten Türkiye buğday ve yem bitkilerinde dışa bağımlı bir ülke, çoğu tarım ürününde dışa bağımlı bir ülkeyiz. Kendimiz üretmesek gıda krizi yaşayabileceğiz. Tabi şu anda Atatürk Barajı var GAP projesi var. Bununla beraber GAP projesinin bitmesi gerekiyor. Atatürk Projesinin bitmesi gerekiyor. Ama Atatürk Projesinin bitmesi sadece yeterli kalmıyor.
18 BİN HEKTARDA 6 BİN HEKTAR SULANDI
Bozova Yaylak Projesi yaklaşık 18 bin 300 hektar alandır. Enerji maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı basınçlı sulama sistemlerinde Türkiye’nin dünyanın sayılı modern projelerindendir. Toplam maliyeti de 230 milyon dolardır. Ama maalesef enerji maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı 18 bin 300 hektar alanda sadece 6 bin 900 hektar alan sulanabiliyor. Gıda krizinin yaşanmaması için enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz tarlalarını sulayabilsinler. Sadece sulama fiyatlarının yüksek olması çiftçileri etkilemiyor. Çiftçilerin kendi çabalarıyla açtıkları sondajların da maliyetleri çok yüksek. Orda 3-4 katı daha yüksek oluyor. Bugün orda 1 dönüm pamuğun sulanma maliyeti yaklaşık 3 bin lirayı buluyor. Buğday ekim alanları azalmış durumda geçen yıl pamuk prim yaptı. Çiftçilerimiz bu sene gübresiz buğday ektiği için rekoltesinde düşüş bekleniyor” sözlerini kullandı.
ÇİFTÇİ SAPA KALKMA DÖNEMİNDE GÜBRE VE SU VEREMEDİ
Hububat arazilerinin sapa kalkma dönemine girdiğine dikkat çeken Melik, “Sapa kalkma döneminde suya ihtiyaç vardır. Gübreye ihtiyaç vardır. Tabi çiftçi gübrede vermediği için yağmurda yağmadığı için ve arazisini de sulayamadığı için sapa kalkma döneminde buğday hububat arpa kendisini kurtaramayacaktır. Dolayısıyla verime başaklanmaya geçemeyecektir. Türkiye bu yıl yağışlar yeterli oldu. özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde Atatürk Barajı da Doğu Anadolu bölgesindeki yağışlardan besleniyor. Doluluk oranı yeterli bir seviye de olduğunu düşünüyorum.
MAZOT, GÜBRE, TOHUM VE İLAÇ FİYATLARI UÇTU
Mazot fiyatları da çok yüksek, mazota bir yıl içerisinde yüzde 226 zam yapılmış. Tabi mazot yeterli değil mazot, gübre, tohum, ilaç maliyetleri, kat kat artmış. Bugün zirai ilaçlarda maliyetler yüzde 400 artmış durumda. Tohumda yüzde 150, yine tarımsal sulama enerjisinde elektrik enerjisinin yüzde 27 zamlanma var. Dolayısıyla devletin hükümetin verdiği desteklemeler bunların yükselmesiyle beraber buharlaşmış havaya uçmuş durumda. Zaten elektrikle tarlasını sulayan çiftçilerin desteklemeleri hesaplarına girmeden DEDAŞ el koyuyor. DEDAŞ’ın hesaplarına geçiyor. Tarımı artırmamız için GAP projesinin bitirilmesi gerekiyor. Sulanabilir alanların biran önce sulanması gerekiyor. Bununla beraber enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Enerji fiyatları düşürülmediği sürece GAP projesinin bir anlamı kalmıyor. Destekleme politikalarında güncellenmesi gerekiyor” diyerek sözlerine son verdi.
Mehmet Kırvar / Urfa Değişim
“UN YAĞ VE PİRİNÇE GIDA KRİZİ YAŞANABİLİR”
Türkiye’nin buğday ve yem bitkilerinde dışa bağımlı olduğunu kaydeden Melik, “2022 yılında çiftçilerimiz gübre fiyatları yüksek olduğu için gübresiz ektiler. Buda hasat zamanında verimi fazlasıyla etkileyecek. 2022 sezonu kurak geçerse ciddi anlamda büyük bir gıda krizi ortaya çıkar. Un, yağ, pirinç gibi temel ihtiyaçlarda gıda krizi ile karşı karşıya kalabiliriz. Zaten Türkiye buğday ve yem bitkilerinde dışa bağımlı bir ülke, çoğu tarım ürününde dışa bağımlı bir ülkeyiz. Kendimiz üretmesek gıda krizi yaşayabileceğiz. Tabi şu anda Atatürk Barajı var GAP projesi var. Bununla beraber GAP projesinin bitmesi gerekiyor. Atatürk Projesinin bitmesi gerekiyor. Ama Atatürk Projesinin bitmesi sadece yeterli kalmıyor.
18 BİN HEKTARDA 6 BİN HEKTAR SULANDI
Bozova Yaylak Projesi yaklaşık 18 bin 300 hektar alandır. Enerji maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı basınçlı sulama sistemlerinde Türkiye’nin dünyanın sayılı modern projelerindendir. Toplam maliyeti de 230 milyon dolardır. Ama maalesef enerji maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı 18 bin 300 hektar alanda sadece 6 bin 900 hektar alan sulanabiliyor. Gıda krizinin yaşanmaması için enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz tarlalarını sulayabilsinler. Sadece sulama fiyatlarının yüksek olması çiftçileri etkilemiyor. Çiftçilerin kendi çabalarıyla açtıkları sondajların da maliyetleri çok yüksek. Orda 3-4 katı daha yüksek oluyor. Bugün orda 1 dönüm pamuğun sulanma maliyeti yaklaşık 3 bin lirayı buluyor. Buğday ekim alanları azalmış durumda geçen yıl pamuk prim yaptı. Çiftçilerimiz bu sene gübresiz buğday ektiği için rekoltesinde düşüş bekleniyor” sözlerini kullandı.
ÇİFTÇİ SAPA KALKMA DÖNEMİNDE GÜBRE VE SU VEREMEDİ
Hububat arazilerinin sapa kalkma dönemine girdiğine dikkat çeken Melik, “Sapa kalkma döneminde suya ihtiyaç vardır. Gübreye ihtiyaç vardır. Tabi çiftçi gübrede vermediği için yağmurda yağmadığı için ve arazisini de sulayamadığı için sapa kalkma döneminde buğday hububat arpa kendisini kurtaramayacaktır. Dolayısıyla verime başaklanmaya geçemeyecektir. Türkiye bu yıl yağışlar yeterli oldu. özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde Atatürk Barajı da Doğu Anadolu bölgesindeki yağışlardan besleniyor. Doluluk oranı yeterli bir seviye de olduğunu düşünüyorum.
MAZOT, GÜBRE, TOHUM VE İLAÇ FİYATLARI UÇTU
Mazot fiyatları da çok yüksek, mazota bir yıl içerisinde yüzde 226 zam yapılmış. Tabi mazot yeterli değil mazot, gübre, tohum, ilaç maliyetleri, kat kat artmış. Bugün zirai ilaçlarda maliyetler yüzde 400 artmış durumda. Tohumda yüzde 150, yine tarımsal sulama enerjisinde elektrik enerjisinin yüzde 27 zamlanma var. Dolayısıyla devletin hükümetin verdiği desteklemeler bunların yükselmesiyle beraber buharlaşmış havaya uçmuş durumda. Zaten elektrikle tarlasını sulayan çiftçilerin desteklemeleri hesaplarına girmeden DEDAŞ el koyuyor. DEDAŞ’ın hesaplarına geçiyor. Tarımı artırmamız için GAP projesinin bitirilmesi gerekiyor. Sulanabilir alanların biran önce sulanması gerekiyor. Bununla beraber enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Enerji fiyatları düşürülmediği sürece GAP projesinin bir anlamı kalmıyor. Destekleme politikalarında güncellenmesi gerekiyor” diyerek sözlerine son verdi.
Mehmet Kırvar / Urfa Değişim