Av. Sena Nur Koç, önleme çalışmaları ve adli süreçlerdeki iyileştirmelerle mağdurların korunması hakkında Urfa Değişim mikrofonlarına özel açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa’daki yüksek cinsel istismar oranlarına da değinen Koç, farkındalık oluşturulması ve hak savunucularının desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Cinsel istismar, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun olarak da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle Şanlıurfa’da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 8 yıl 4 ay hapis cezası alan muhtarı ifşa ettiği gerekçesiyle aktivist Emine Gizem Çetiner’in yargılanması, cinsel istismar suçunu tekrar gündeme getirdi.
Avukat Sena Nur Koç, cinsel istismarın toplumu derinden yaralayan ve çocukları hedef alan bir suç olduğunu belirterek, cezaların yetersiz olduğunu ve uygulamada ciddi sorunlar yaşandığını ifade etti.
Özellikle Şanlıurfa’da cinsel istismar vakalarının oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Koç, önleme çalışmalarının ve adli süreçlerin hızlandırılmasının önemini vurguladı.
Kanunda cinsel istismar, basit halden nitelikli hale göre düzenlendiğini açıklayan Avukat Koç, basit halde 8 yıldan 15 yıla kadar, nitelikli cinsel istismarda ise en az 10 yıldan başlamak suretiyle cezalandırmalar yapıldığını ifade etti.
CİNSEL İSTİSMAR SUÇU NEDİR?
Cinsel istismar suçunun toplumsal bir konu olduğunu söyleyen Av. Sena Nur Koç, “Cinsel istismar suçu yalnızca bireysel değil, toplumsal bir konudur ve toplumun vicdanını derinden yaralayan bir suçtur. Cinsel istismar suçu, reşit olmayanlara yönelik bir suçtur ve cinsel istismar suçunun cezası en az 10 yıldan başlar. Cinsel istismarda, 15 yaşından 18 yaşına kadar olan kişilerde rızanın olup olmadığı da mahkemeler tarafından incelenir. Bu incelemeye dayalı olarak cezalandırmalar yapılır” dedi.
CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNUN CEZASI NE KADAR, VERİLEN CEZALAR YETERLİ OLUYOR MU?
Av. Sena Nur Koç, kanunda cinsel istismarın basit halden nitelikli hale göre düzenlendiğini belirtti.
Kanunda cezaların ağır olduğunu ancak birçok dosyada iyi hal ve haksız tahrik indirimlerinden dolayı cezaların yeterli olmadığını vurgulayan Avukat Koç, şöyle konuştu:
“Kanunda cinsel istismar, basit halden nitelikli hale göre düzenlenmiştir. Basit halde 8 yıldan 15 yıla kadar cezalandırmalar yapılırken, nitelikli cinsel istismarda en az 10 yıldan başlamak suretiyle cezalandırmalar yapılmaktadır. Nitelikli cinsel istismar, ağır ceza mahkemelerinde görülmektedir. Yine, cinsel istismar sonucu mağdurun bedensel ve ruhsal anlamda zarar görmesi halinde en az 15 yıl hapis cezası verilir. Cezaların yeterli kısmına geçtiğimizde, bu çok derin bir yaradır. Kanunen yazılan cezalar biraz fazla gözükse de uygulamada öyle olmuyor, çünkü kanunun uygulanmasında ciddi sorunlar yaşıyoruz. Birçok dosyada iyi hal indirimi uygulanıyor. Maalesef, haksız tahrik indirimleri ve cezasızlık politikaları var. Denetimli serbestlik sayesinde faillerin yeterli cezaları almadığını düşünüyoruz. Tüm bu takdiri indirimleri uygularken, mahkemelerin aslında biraz daha hassas davranmaları gerekiyor. Çünkü bu konu hem toplumsal bir mesele olduğu hem de kamu vicdanını zedeleyen bir durum olduğu için mağdurun da çocuk olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Mağdur, kendini savunamayacak bir bireydir. Her ne kadar kanunda cezalar ağır yazılsa da, uygulamada bu cezai politikalar sebebiyle bence verilen cezalar yeterli olmamaktadır."
ŞANLIURFA’DA CİNSEL İSTİSMAR OLAYI NE DURUMDA?
Şanlıurfa’da cinsel istismar olaylarının yüksek olduğuna dikkat çeken Avukat Koç, “Şanlıurfa'da, tabii ki, cinsel istismar olaylarının oranı çok yüksek. Rakamsal olarak %80'leri bulduğunu söyleyebilirim; en azından bizim sahada gördüğümüz budur. Ama adli yargıya yansıması o kadar olmuyor. Ne yazık ki farkındalık çok yüksek değil; en azından Şanlıurfa için bunu söyleyebilirim. Biraz daha korku iklimi ve çekimserlik var. Mağdurun, failden daha çok çekindiği durumlar var. Maalesef, ironik bir şekilde mahkemeye gelen faillerin, bir takım elbise ve kravat takarak iyi hal indirimi aldıklarını ve bazılarında hiçbir şekilde bu suçlamalardan eğrilmediklerini görüyoruz. Göğüslerini kabarta kabarta gezdiklerini görüyoruz. Bence bu konuda farkındalık arttırılmalı. Bu yüzden, çocuk hakları, kadın hakları, aktivistler, STK'lar, dernekler ve tüm bunlar üzerine çalışan, emek veren herkes desteklenmeli ve arkasında durulmalı” diye konuştu.
“HAK SAVUNUCULARI VAZGEÇİRİLMEYE ZORLANIYOR”
Koç, Şanlıurfa’da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 8 yıl 4 ay hapis cezası alan muhtarı ifşa ettiği gerekçesiyle yargılanan aktivist Emine Gizem Çetiner’in dosyası hakkında şu ifadeleri kullandı:
Emine Gizem Çetiner, dosyasında da ne yazık ki, müştekinin yargılandığı elzem bir dosya söz konusuydu. Yine çocuk istismarından yargılanan bir kişiden bahsediyoruz. Çocuk hakları ve savunucusu olan Emine Gizem Çetin'e, KVK'ya aykırılıktan şikayette bulundular. Dosyanın ilk celsesiydi, çok detaya girmemekle beraber, 2. celsede kendisi de daha detaylı bilgiler verecektir. Ama ne yazık ki, genel itibarıyla tüm hak savunucuları aslında cezai politikaları kötüye kullanılarak bıktırılmaya, caydırılmaya ve aslında bir şekilde vazgeçirilmeye zorlanıyor.
CİNSEL İSTİSMARI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPILMALI?
Cinsel istismar önleme çalışmaları yapılması gerektiğini savunan Koç, önleme çalışmalarını bu şekilde sıraladı:
“Cinsel istismar, bireysel bir konu değil, toplumsal bir konudur. Tüm toplumu etkilediğine göre bazı şeylerin farkında olmamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili önleme çalışmaları yapılması gerekiyor; en azından denetim mekanizması güçlendirilmelidir. İhbar ve destek mekanizması da güçlendirilmelidir. Cinsel eğitim ve toplumsal farkındalık eğitimleri, eğitim kurumlarında sağlanabilir. Çocuklara, eğitim öğretim hayatlarında mahremiyet eğitimi verilebilir. Adli süreçlerde hızlanma ve koruma sağlanmalıdır. Çünkü ne yazık ki mağdurlar, ifadeler defaatle alındığında ve mahkemeye geldiklerinde daha çok travmatize oluyorlar. Cinsel istismar dosyalarında etkin soruşturmanın çok büyük önemi vardır; savcının bu konuda delilleri hızlı bir şekilde toparlaması çok önemlidir. Uygulamada ne yazık ki bunları çok göremiyoruz. Biz bu durumda, çocuğun beyanının esas olduğunu unutmamalıyız. Bunu defalarca hatırlatmalıyız. Bireysel cezalandırmalarla değil, köklü toplumsal çözümle en iyi netice alınabilir. Adalet sağlanmalı, mağdurlar her daim korunmalıdır. Vatandaşların da ihbar yükümlülüğü olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: