11 ayın sultanı Ramazan 1 Mart’ta başladı, 29 Mart ise sona eriyor. Oruç tutan kişiler bu dönemde sahurda ve iftarda neler yenilmesi ve nelerden uzak durulması gerektiğini merak ediyor.
Ramazan ayı, manevi yönünün yanı sıra fiziksel sağlık üzerinde de büyük bir etki yaratıyor.
Oruç tutmak, vücutta pek çok fayda sağlasa da yanlış beslenme alışkanlıkları bu dönemde sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle sahur ve iftar yemeklerinde yapılan hatalar, mide rahatsızlıkları, halsizlik ve yorgunluk gibi problemlere neden olabiliyor.
Şanlıurfalı Diyetisyen Ece Ceren Oruç, sağlıklı ve dengeli beslenme hakkında Urfa Değişim mikrofonlarına özel açıklamalarda bulundu.
Oruç, sahurda protein ağırlıklı beslenmeye ve iftarda besin tercihlerini doğru yapmaya özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, şerbetli tatlılar ve ağır yemeklerden kaçınılması gerektiğini, sıvı alımının artırılmasının ise oruç sırasında sağlıklı kalmaya yardımcı olacağını belirtti.
SAHURDA NE YEMELİ?
Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin önem arz ettiğini ifade eden Diyetisyen Ece Ceren Oruç, “11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle birlikte yeterli ve dengeli beslenme büyük önem arz ediyor. Tabii bu dönemde sahurda protein ağırlıklı beslenmeye önem vermeliyiz. Proteinde özellikle yumurta, peynir ve yoğurt tercihlerimizin arasında olmalıdır. Burada az yağlı peynirlere, özellikle lor peyniri gibi, önem vermeliyiz. Lifli gıdalardan tam tahıllı, çavdar ve kepekli ekmekleri tercih edebiliriz. Glutensiz beslenen hastalar için de glutensiz ekmek önerilebilir. Özellikle sahurda hamur işi ve kızartmalardan uzak durmalıyız” sahurda yenilmesi ve uzak durulması gerekenleri açıkladı.
İFTARA NASIL BAŞLANILMALI?
İftara hurma ile başlanılması gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Ece Ceren Oruç, “İftara hurma ile başlamamız gerekiyor. Normalde açlıkta kan şekerini dengeliyor. Hurmanın ardından çorba ile devam etmeliyiz. Özellikle çorbalarda lif açısından yüksek olan brokoli, enginar, ezogelin ve mercimek çorbaları vatandaşların tercihleri arasında yer alabilir. Özellikle karaciğer hastaları brokoli çorbası veya enginar çorbasına muhakkak iftarda tercih etmelidir. Çorba içtikten sonra 10-15 dakika mola verdikten sonra ana yemeğe geçmeliyiz. Bu 10-15 dakikalık mola, iftarda hazımsızlık problemlerinin önüne geçmek adına, yani gastrit ve reflü problemleri yaşayan bireylerin bir nevi rahatlamasına yardımcı olacaktır” dedi.
İFTARDA NE YENİLMELİ, NELERDEN UZAK DURMALI?
İftarda kızartma ve hamur işinden uzak durulmasını isteyen Diyetisyen Oruç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İftarda özellikle az yağlı yemekleri yer verebiliriz; az yağlı etlere, bunların yanında salatalar ve mezeler tercih edilmelidir. Salatalarda özellikle chia tohumlu, keten tohumlu ya da kansızlığı olan bireyler pancarlı salata tercih edebilirler. Yine salata tercih etmeyen bireyler mezeleri tercih edebilirler. Mezelerden atom, kabak, patlıcan yer verebilirler. Bu, onlara tokluk hissi verecektir. Özellikle iftarda dengeli beslenmek önem arz ediyor. Hamur işi ve kızartmalardan uzak durmalıyız, özellikle şehrimizde çok fazla yağlı ve hamur işi tüketimi var. Diyelim ki içli köfte tercih ediyorlarsa, porsiyonları küçültmeleri gerekiyor ve yanına salatayla desteklemeliler. Porsiyonda aşırıya kaçıyorlarsa, ana yemekle çorbaya azaltabilirler. Yani diyette yasak yok, porsiyon kontrolleri var diyoruz bir yerde. Evet, şehrimizin yemekleri çok lezzetli ama yağlı olduklarından dolayı bir tık daha porsiyon kontrolüne dikkat etmemiz lazım. Yemekleri fazla kaçırdığımızda, hazımsızlık problemi çekiyoruz. Hazmetmekte zorlanan bireyler bir iki saat sonrası için yürüyüşle destekleyebilirler. Yürüyüş yapmak istemeyen bireyler ise yogaya ya da pilatese yönelebilirler. Hafif sporları tercih edebilirler. Formunu korumak isteyen bireyler ise iftardan 2 saat önce spor yapabilirler; hem sindirime de yardımcı olur.”
YORGUNLUK VE HALSİZLİĞİN ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR?
Diyetisyen Oruç, halsizlik ve yorgunluk problemleri yaşayan bireyler için “Gün içinde halsizlik ve yorgunluk problemleri yaşayan bireyler ise 2,5 litre su içmeli, sahur ile iftar arasında su tüketmeye özen göstermeliler. Bazı bireyler su içmekten üşeniyorlar, bu bireyler nar, çilek ya da meyve parçaları koyarak su tüketimini sağlayabilirler. Yani su, halsizlik ve yorgunluk durumlarını geçirmekte önemli rol taşıyor” önerilerinde bulundu.
ŞERBETLİ Mİ SÜTLÜ TATLILAR MI?
İftardan sonra şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilebileceğini aktaran Oruç, şu tavsiye ve uyarılarda bulundu:
“Tatlı tüketimine değinmek istiyorum. Özellikle tatlılarda şerbetli tatlılardan kaçınmalıyız. Özellikle iftardan sonra, malum şehrimizde şerbetli tatlılar çok fazla var. Kadayıf, künefe çeşitleri çok fazla tüketiliyor. Bunların yerine aslında sütlü tatlılar tercih edebilirler. Muhallebi, güllaç, kazandibi ya da yoğurtlu meyve tatlıları veya hoşaf olabilir. Gün içinde sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır. Çok fazla aşırı şerbetli tatlı tercih etmek, bir sonraki öğünde açlık krizlerine neden olabilir.”
TOKLUK HİSSİ NASIL ARTIRILIR?
Diyetisyen Oruç, tokluk hissiyatını sağlamak için şu tavsiyelerde bulundu:
“Tokluk hissiyatını sağlamak için özellikle sahurda yumurtaya büyük önem arz ediyor. Yumurtayı tüketirken omlet çeşitlerinde lif miktarını artırmak için chia tohumlu, keten tohumlu ya da kabaklı omletler tercih edilebilir. Bunlar hem bağırsaklarımızı çalıştırır hem de gün içinde daha iyi tokluk hissi sağlayacaktır.”
“AĞIR YEMEKLERDEN KAÇINMALIYIZ”
Ağır yemeklerden kaçınılması gerektiğini söyleyen Oruç, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ramazan ayında özellikle hamur ve şerbetli tatlılardan uzak durmalıyız. Gün içinde sıvı tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Ağır yemeklerden kaçınmalıyız. Bunlara dikkat ettiğimiz sürece Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmiş oluruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: