Kötü SON Mu?
“Hele dur bakalım, daha ‘son’dan bahsetmek için çok erken değil mi?” diyenler çıkabilir, ama erken değil, hatta geç bile kalındı. İstanbul’da yenilenen seçimlerde alınacak oy oranı hakkında zamansız bir tahminde bulunmuyorum, mevcut durumdan bahsediyorum. Artık iyice belli oldu ki, Adalet ve Kalkınma Partisi için seçim sonuçlarının bile önemi yok, kazanan kendisi değilse her yola başvurabilir; hak, hukuk, mantık tanımayabilir. Böylesi bir durum, bırakın demokrasiyi, haktan, hukuktan, siyasi ahlaktan tümüyle bağını koparmayı içine sindiremeyenler için çok hazin bir sondur. Sindirenler, ayrı bir mevzu, onlar artık kötü bir senaryonun isimleri zikretmeye değmeyecek figüranları veya kişilik intiharı vakaları, tarihe böyle geçeceklerdir.
Aslında pek de beklenmedik bir olay değildi ve zaten ilk kez olmuyor; 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri ardından da, başka gerekçelerle de olsa, aynı sebeplerle, Kasım ayında seçimleri yenileme kararı alınmıştı. Sözde de olsa, yürütülen koalisyon görüşmelerine karşı, “bu sıradan bir parti değil, dava partisi, koalisyon yapamaz” dediler. “Dava”sı nedir ne değildir ayrı bir konu, ama “sıradan bir parti” olmadığını biz de biliyoruz, çünkü sıradan demokratik partiler bu şekilde iktidara kilitlenemez, ülkenin geleceğini kendi gelecekleri ile özdeşleştirmez, kendi dışındakileri, hain, düşman, terörist ilan edemez. Böylesi, ancak ihtilal sonrası kurulan tek parti rejimlerinde olur, öylesi rejimlerde de, hak, özgürlük, hukuk diye bir şey olmaz.
Adalet ve Kalkınma Partisi, demokratik sistem içerisinde bir parti olarak kurulup iktidar oldu, fakat sonra işler değişti, ve en sonunda bir nevi rejim değişikliği gerçekleştirdi, yoluna fiili olarak tek parti devleti olarak devam etmeye başladı. Zaten bütün sorun da bu noktada ortaya çıkıyor, yeni rejim mantığı ile hareket ediliyor, ama ortada açıktan açığa bir ihtilal olmadığı için, eski rejimin unsurları tümüyle ortadan kaldırılamıyor. Muhalefet yapmak neredeyse yasak, ama muhalefet partileri henüz kapatılmış değiller, seçim sonuçları beğenilmezse kabul edilmiyor ama seçimler tümüyle iptal edilmiş de değil. Muhalefet partileri seçim başarısı gösteremediği sürece, tablo bu denli net görünmeyebiliyordu, ama son yerel seçimler ilk kez durumu değiştirdi. Artık oyunu daha açık oynamak icap etti. Ama yine de, açıkça “Demokrasiye falan inanmıyoruz, bunların hepsi Batı’nın hileleri, iktidara gelmek için bu araçları kullandık, şimdi hak da bizim dediğimiz, hukuk da bizim yaptığımız, devlet biziz, bize itaat edeni yaşatır, diğerlerini yaşatmayız” diyemiyorlar. Çünkü o kadar da uzun boylu değil, hala lafta da olsa demokrasiden, hukuktan, bağımsız kurumlardan söz ediyorlarsa, zorunda kaldıkları içindir. Çünkü burası, sonuna kadar “asarım, keserim” ile idare edilecek bir ülke değil, yerel seçim sonuçları da bu gerçeğe işaret ediyor.
Tam da bu nedenle, Adalet ve Kalkınma Parti macerasının sonu kötü geldi, güçlünün haklı olduğu bir ülke yaratmaktan gocunmadılar, onun da sonu geldi, artık güçlünün gülünç olduğu devir başladı. Yoksa en etliye sütlüye karışmayanlar, en kar-zarar hesapçıları, hatta utanma bilmez destekçileri bile, önce birer birer ve son YSK kararından sonra toplu halde yan çizmeye başlamazdı. İşin acısı, bu kişilerin bu noktaya gelmesinin nedeninin sonunda vicdanlarının sesine kulak vermeleri olduğunu sanmıyorum, geminin su almaya başlamasıdır. Bu acı bir tecellidir; demokrasiden, haktan hukuktan vazgeçtiğiniz zaman dahi, hala korkuları veya çıkarları uğruna yanınızda kalanlar veya hiç olmazsa ses çıkarmayanlar, işler ters gitmeye başlayınca yavaş yavaş sıvışırlar. Tüm otoriter iktidarlar bunu bilir, o nedenle iktidarlarına toz konmasına dahi izin vermezler, bu yüzden, işler daha da kötüye gidebilir. “İstanbul Seçimleri artık yerel seçim değil, Türkiye seçimi” diyenler yerden göğe kadar haklı. Halka düşen ise, bu ülkeyi otoriter rejime kurban etmemek için, bir büyük demokrasi ittifakına destek vermek.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: