Gazeteciler anket şirketi değildir

Hangi topluma girsek, nereye gitsek "Seçim nasıl gidiyor" sorusuyla karşılaşıyorum bu aralar.

Dönüp, "ben aday değilim" demek istiyorum ama karşımdaki bozulur diye, "herkes çalışıyor" diyorum.

Sonra ekliyorlar; "Seçim sonuçları ne olur?" diye.

Sorduğu sorunun cevabını beklemeden, her kafadan bir ses çıkıyor.

Bence AK Parti tek başına götürür...

HDP kesin yine 4 vekil çıkarır...

MHP bir tane çıkarabilir bu dönem...

Saadet Partisi de bir tane alacak gibi...

CHP Urfa'da neden seçime gidiyor ki, vekil çıkaramaz...

"Madem herkesin tahmini bu kadar kuvvetli, ne diye bana soruyorsunuz" demek istiyorum.

Sonra demiyorum, içlerindeki siyaset bilimcisini susturmak istemiyorum.

Heveslerini kırmak istemiyorum... Bozmak istemiyorum.

Ama lütfen artık "gazeteciler seçim sonuçlarını biliyor" inancından vazgeçin.

Oy veren sizlersiniz, kime oy verirseniz o kişi kazanacak. NOKTA

Etiket hastası bir toplumuz

Bu aralar özellikle bizler hedef tahtası halindeyiz. Herkes bi' etiket yapıştırmak için sırada...

Aynı gün dört mevsimi yaşamak gibi... Bi' günde 5 siyasi parti etiketi de yediğim oldu.

AK Parti'nin eksiklerini yanlışlarını sayınca HDP'li,

HDP'yi eleştirince AK Parti'li

İYİ Parti'yi eleştirince CHP'li,

CHP'yi eleştirince yine iktidar yanlısı oldum.

Ama Allah var, evet bu etiketleri yedim ama hiç "Kesin bu MHP'li" diyen olmadı.

Bir de "paracı" etiketini yemedim hiç.

Bak şimdi öyle dedim, dertlerim depreşti.

24 Haziran'da 3 sandık kurulsun.

Halk, gazetecileri de seçsin. Kim memleket sorunlarıyla ilgileniyor, kim rüşvet peşinde. Halk bence bunu çok iyi biliyor. Şantaj yapan, rüşvet alan yalakalık yapan gazeteciler baraj altında kalsın.