Başarı mı? Nerede?
Evet! eğitimde birçok çalışma yapıldı. Okul sayısı, öğretmen sayısı, öğrenci sayısı arttırıldı. Ancak bir türlü ezber bozulmadı. Bütün bilgiler, sadece 2-3 sınava sıkıştırıldı. Eğitim sistemi, her zaman hükümetlerin politikasıyla değişikliğe uğruyor ama bir türlü sınav kalıbından çıkamıyor. Yani engelleri aşmanın tek yolu sınavı geçmek oluyor. Bilgileri bir defaya mahsus ezberleyip sınavda yüksek not alan bir öğrenci başarılı sayılıyor. Ancak eğitimin sadece kağıt üzerinde olmadığı unutuluyor.
Bütün bilgilerin sınav kalıpları içerisine sıkıştırılması da yaratıcılığı körüklüyor. Derslerinde iyi not alan, sınavlarda başarılı olan çocukları herkes başarılı ve kabiliyetli görür. Akademik başarı tabiî ki önemli. Ancak yaşamsal başarı olmadan tek başına yetersizdir. Çünkü eğitim bir anlamda insanları hayata hazırlamaktır. Çocuklardan matematik problemlerini çözmelerini istiyoruz; yabancı dil öğrenmelerini istiyoruz. Ama bunlar kadar bir üretim yapabilme, bir proje ortaya koyabilme ve kendini ifade etme de önemlidir.
En büyük eksikliklerden birisi, öğrencinin okuldan mezun olduktan sonra mesleki bilginin olmamasıdır. Çünkü okuduğu bölümde hiçbir uygulama yapılmamış, sadece akademik olarak dersler verilmiştir. Sonra da öğrencilerden başarı bekleniyor. İyi güzel de öğrencinin tek derdi puan barajını geçmek zaten. Başka bir alanda gelişimine fırsat mı veriliyor!
Eğitimde diğer bir sorunumuz, öğretmen seçiminde doğru bir yöntemin kullanılmamasıdır. Öğretmenlerin branşına bakılmadan ders anlatmasına yönlendirilmesi de eğitime bir başka darbe vuruyor. Öğretmenler, kendi ilgi alanı olmayan bir branşta ders veriyor. Bu durumda verilen bir eğitim ne kadar etkili olabilir ki!
İnsanların yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirilmemesi de başlı başına bir sorun. İnsanlar yetenekleriyle öne çıkacak mesleklere değil, çevresinin baskısıyla popüler meslek ve okullara yönlendiriliyor. Örneğin toplumumuzda meslek seçiminde en çok sağlık öne çıkıyor. Sağlıkta iş bulma kolaylığı düşüncesiyle ilgisi olmayanlar da o mesleğe yöneliyor. Sonuçta insanlar, sevmediği işi yapıyor. Bu durumda o meslekte hiçbir başarı sağlanamıyor. Halbuki her mesleğe değer verilse, herkes ilgi duyduğu alana rahatlıkla yönelse başarı daha kolay elde edilecek.
Üniversite sınavına girenlerin yüzde 30'undan fazlası üniversite okuyan ya da üniversite mezunlarından oluşması, görülen eğitimin ve meslek seçiminin ne kadar başarısız olduğunu gösteriyor. Çünkü öğrenci o bölümü istemeyerek okumuş, okulu bitirmek için sadece sınavları geçmeyi hedef haline getirmiş.
Eğitim sistemi sorunlarımız, dünden bugüne halledilecek sorunlar değildir. Her şeyden önce eğitim, bir sosyal bilimdir. Sosyal bilimlerde doğru kararlar almak ve onları uygulamak, fen bilimlere göre daha zordur. Bugün getirilebilecek bir çözüm, geleceğin sorunlarına çözüm bulmakta yetersiz kalabilir. Bu nedenle kalıcı politikalara odaklanmamız gerekir. Yani çocukların geleceğe nasıl hazırlanması gerektiği düşünülmelidir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: