Başımızın Belası Emtia Borsaları
2021 yılı sonu itibariyle hissedilen enflasyonun yüzde yüzün üzerine çıkması, ister istemez hükümeti de zor durumda bıraktı. Başta akaryakıt olmak üzere kamu denetiminde olan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki yükselme, alım gücünü dibe çekerken elektrik, gaz, su, barınma gibi ihtiyaçlardaki fiyat artışları çok ciddi biçimde hissedilir oldu.
Fiyatların yükselmesindeki temel neden dövize endeksli enerji ve diğer ithal ürünler olarak gösterilse de, hükümetin ekonomi hamlesiyle bir gecede 17 TL’den 11 TL’ye düşen dolar kuru, mantıklı adımlarla hayat pahalılığının kontrol altında tutulabileceğini de gösterdi. Ancak ekonomi uzmanları, bu durumun uzun zaman sürdürülemez olduğunu, farklı yöntem ve ekonomi kuralları uygulanması gerektiğini söylüyor.
AK Parti Hükümeti’nin bu durumda yapması gereken, milletin güvenini kötüye çıkarmayarak en mantıklı olan kararları almaktır. Piyasa fiyatları istikrarlı iken vatandaşın eleştirisi pek duyulmazken, şu anda temel gıdadan lüks tüketime kadar tüm fiyat hareketleri yüksek sesle eleştirilerin odağında yer alıyor.
Daha önce döviz kuru ve altındaki yükselişi dış güçlerin işi olarak tanımlayanlar, ekonomik müdahale sonunda öyle bir durumun olmadığını, sadece paradan para kazanmak isteyen yerli ve yabancı girişimcinin bu hareketliliğe sebep olduğunu öğrenmiş oldu.
Para piyasaları bir şekilde kontrol altına alınacaktır. Ancak para gibi uluslararası piyasalarda işlem gören emtia fiyatlarına nasıl müdahale edilecektir? Merak konusu budur.
Örneğin Şanlıurfa’da soframıza gelen ekmeğin fiyatı, doğrudan uluslararası emtia borsalarında belirleniyor. Dünya emtia borsalarındaki hareket, doğrudan bizim piyasaya yansıyor. Aslında emtia borsasına yatırılan para karşılığında alınıp veya satılan bir mal yok. Adam pamuğa, buğdaya, mercimeğe para yatırdığını sanıyor. Parasının karşılığında bu malları aldığını ve bir depoya koyduğunu düşünüyor. Hadi benim şu kadar mercimeğim var, mal olarak verin diyecek olsa öyle bir mal ortada yok. Bunun yerine “sana parasını verelim” dediklerinde ise yüksek fiyattan başka seçenekleri yok.
Böyle bir kısırdöngü ile tüm dünyayı kasıp kavuran emtia borsalarının oyununu bozmak ise yine hükümetlere düşüyor. Bunu sağlamanın en kısa yolu ise, ülkenin ihtiyacı olan tarım ürünleri planlamasını yapmaktan geçiyor. Ancak öyle bir planlamayı yapacak kamu yeteneği ne yazık ki bu zamana kadar kurulmamış. Harran Ovasında yetiştirilecek buğday tüm Türkiye’ye yetebilecek kadarken, ovayı gezdiğinizde uçsuz bucaksız tarlaların pamuk ekimine tahsis edildiğini görmek insanı çileden çıkarmaya yetiyor. Bunun önüne geçmek için sözde bir münavebe uygulansa da, yine dünya borsalarında fiyatı belirlenen pamuktan elde edeceği geliri düşünen üretici, destekleme almasa da pamuk ekmeyi uygun buluyor.
Piyasaları allak bullak eden, insanımızı market market dolaştırıp, temel tüketim mallarını nasıl daha ucuza alırım diye perişan eden pahalılık illetinin temel nedeni işte bu plansızlıktan başkası değil.
Mali borsalar ekonomik hamlelerle kontrol altına alındığı gibi, başımızın belası haline gelen emtia borsaları da ciddi bir planlama ile kontrol altında tutulabilir. Böylece, milletin devletine olan güveni de sürdürülmüş olur.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: