Çağın Belası: Uyuşturucu
Uyuşturucuya başlama yaşı 13’e kadar düşmüş.
Tam bir felaket bu.
Bilgilendirme adına, tüm topluma yönelik çok daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiği muhakkak.
Gençleri caydırmak üzere de, belki farklı yöntemler üzerinde fikir egzersizleri yapmak gerekebilir.
Bilinen bir gerçek, uyuşturucu kullanımının, meraktan veya “bir kereden bir şey olmaz” düşüncesinden kaynaklandığıdır. Yine çok iyi bilinir ki, bir-iki derken kişinin bağımlı hale gelmesi an meselesidir. Ergenlik çağı da, bu bakımdan en riskli dönemdir. Keyif verici özelliğini başkalarından duyduğu için, “bir deneyeyim” diyen genç, hatta son verilere göre 13 yaşındaki çocuk,
bağımlısı olmayacağına, istediği anda bırakacağına inanır. Ama, gerçek hiç de öyle değildir.
Uzmanlar, uyuşturucunun zararının kısa dönemde hissedilemeyeceğini, “bir şey olmuyor” diye devam edilmesi halinde ise, kullanımının giderek sıklaşacağını, zamanla daha yüksek dozlara ihtiyaç duyulacağını ve böylelikle bağımlılığın başlamış olacağını anlatıyorlar. Dahası, bağımlı olmadığını, kendini kontrol edebildiğini düşünenlerin, böyle böyle bu ağa düştüklerini ve zamanla
bırakabileceklerine olan inançlarını kaybedip, güçlerini ve umutlarını tamamen yitirdiklerini söylüyorlar.
Güvenlik güçleri, elbette, uyuşturucu madde üretiminden dağıtımına ve kullanımına kadar her süreci kontrol altına alma çabasındalar. Ama, asıl sorumluluğun anne-babalara, diğer aile fertlerine ve genel anlamda topluma düştüğü muhakkak. Öncelikle çocukların uyuşturucu ile tanışmalarını, merak nedeniyle denemeye kalkışmalarını mutlak surette önlemek gerekiyor.
Psikolojik olarak çocukları uyuşturucu atmosferinden uzak tutmanın olmazsa olmazlarından biri de, bu açıdan okul ortamının temizliğini sağlamak…Okul önlerini “torbacı” denilen satıcılardan arındırmak…
Her okulun çevresinde uyuşturucu satışı yapılıyor, her sokak arasında krize giren gençlerimiz, çocuklarımızın içler acısı durumuyla karşılaşıyorduk.Defalarca dile getirmemize rağmen yeterince ciddiye alınmayan bu konu ne yazık ki gelinen noktada birçok gencimizin canına mal oldu. Hayatlarının baharında açmadan solan gençliğin içine düştüğü çıkmaz yoldan aydınlığa doğru bir kapı açılması gerektiğini haykırdık.
Ne yazık ki, uyuşturucu peynir ekmek gibi satılıyor, çocuklar komaya giriyor, kurtulmaya çalışsa da artık bağımlılığın esiri oluyor.Yazıktır günahtır.Bir değil iki değil, her geçen gün bu sayı yükseliyor.Duyarsızlığın faturası olarak bu günlerde yoğun şekilde karşımıza çıkan uyuşturucu kurbanlarının sorumluluğunu kim ya da kimler üstlenecek?
Gençlik feryat ediyor…
“Allah aşkına kurtarın bizi”
Kim kurtaracak?
Sorun ailede başlıyor…
Ailelerin tv bağımlısı olduğu bir zamanda çocukların nelerle meşgul olduğunu unutması, onlara karşı yakın ilginin esirgenmesi, daha da önemlisi bir aile olduğunun unutulması bugünlerde uyuşturucu tarafından acı bir şekilde hatırlatılıyor. Birinci derecede suçlu olan aileler sorumluluğunu yerine getirmek yerine kişisel yaşam tarzı benimsemesiyle ortaya çıkan tabloda anne babalar telafisi olmayan acı derslerle karşılaşıyor. Son zamanlarda uyuşturucu ilacı kullanımındaki aşırı patlamanın sebebi nedir?
Çocuklarımıza sahip çıkalım.
Okula diye gönderdiğimiz çocuklarımız kimlerle arkadaşlık yapıyor, nereden ekmek arası alıyor bunları takip edelim.Onlar bizim geleceğimiz. Eğer ki geleceğimizi teminat altına almazsak nefes alamayız. Nitecide mutluluk biter, hayat biter, insanlık biter, acı sondan kaçışımız imkansız hale gelir.Sonra ah vah dememek için yavrularımıza kol kanat gerelim. En başta ailelerin sahip çıkması gereken çocuklarımıza polisimiz de gerekli duyarlılığı göstererek bu illetin üstesinden gelebiliriz.
Gençleri zehirleyen uyuşturucu satıcılarının ölüm evlerini nokta nokta bilen polis, her gün farklı adreslere, farklı ilçeye operasyon düzenliyor. Bütün uyuşturucu satış noktaları polislerin kontrolü altında… Polis ekipleri ise yasal düzenlemenin hayata geçmesini bekliyor. Torba yasada bonzai ve uyuşturucu kullananlara verilen ceza 1 yıldan 2-5 yıla, uyuşturucu satıcılarına verilen ceza da 5-15 yıldan, 10-20 yıla çıkarıldı. Polis, adliye ile koordineli bir şekilde uyuşturucu kullananların da tutuklanması için çalışacak. Narkotik dedektifleri, birkaç dakika içinde ölüme yol açan sentetik uyuşturucuyla ilgili eğitimlerini sürdürüyor.
Uyuşturucu çağın en büyük belası oldu. Özellikle gençleri ciddi biçimde tehdit ediyor.
Uzmanlar, uyuşturucu kullanma yaşının düştüğünü vurgulayarak, tehlikenin boyutlarının ne denli büyük olduğunu da anlatmaya çalışıyorlar. Şanlıurfa’da uyuşturucu kullanımının giderek yaygınlaştığı bilinen bir gerçek. Uyuşturucuyu ‘torbacı’ adı verilen kişiler satıyor...Sokaklarda leblebi gibi uyuşturucu satıldığı da söyleniyor.Uyuşturucu ticaretini meslek haline getirenlerin oteller, eğlence merkezleri ile okulların önünde uyuşturucu pazarladıkları da gözleniyor.
Son aylarda Bonzai adı verilen sentetik uyuşturucunun kolaylıkla satıldığını söyleyenler var. Zehir tacirlerinin gençleri hedef aldığını söyledik. ‘Bir kere denemeden bir şey olmaz’ gençleri uyuşturucuya alıştırmanın en kolay yolu. Bir kere deneyenlerin çok önemli bir bölümünün uyuşturucu bağımlısı oldukları da araştırmalarla belirlenmiş durumda. Uyuşturucu bağımlılarının suça meyilli olmaları, özellikle uyuşturucu temin etmek için kendi ev ve işyerlerinden başlayarak hırsızlık yaptıkları, kendilerine, aile fertlerine ve çevrelerine zarar verdikleri de bilinen olaylar arasında. Uyuşturucu krizine giren gençlerin eşya ve evlerini ateşe verdikleri, kriz anında kontrollerini yitirdikleri için aile bireyleri ve çevreleri için büyük tehdit oluşturdukları da ifade ediliyor.
Özellikle varoşlarda uyuşturucu kullanımının hızlı yayılıyor olması da bir başka dikkat çekici nokta.
Acı ama gerçek, kimi ailelerin çocuklarının uyuşturucu kullanmasından şikayetçi olmadığı, hatta uyuşturucuyu bizzat temin ettikleri de bu konuda yapılan araştırmalarda ortaya çıkıyor. Uyuşturucuyu sempatik göstermek isteyen kimi çevrelerin yorucu mesai yapan iş dünyası ile siyasetçilerin de belirli dozajda olmak kaydıyla uyuşturucu kullandıklarını fısıltı gazetesi ile yayarak yeni pazarlar oluşturma çabası içine girdikleri de biliniyor. Sonuç olarak uyuşturucu toplumu ciddi biçimde tehdit ediyor, Antalya bu tehdidi en yakından duyuyor.
Zaman geçirmeksizin mücadele kapasitesinin artırılması, öncelikle de toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: