Çocukların aç kalmasına gönlümüz razı değil
Daha önce sabahçı, öğlenci şeklinde ikili grup halinde sürdürülen eğitim, son yıllarda hızla inşa edilen okulların devreye alınmasıyla büyük oranda tam güne döndü. Sistemin tek yıla döndüğü ilk yıllar pek hissedilmese de sorunun yine büyümeye başladığı, sınıf mevcutlarının 40’lara vardığı günler yeniden geldi.
Pandemi tedbirleri nedeniyle iki yıla yakın uzaktan devam eden eğitim öğretim bu yıl yüz yüze yapılmaya başlanınca bu kez de salgın riski okullar üzerinden toplumu tehdit etmeye başladı.
Eğitimdeki sistem arayışından kaynaklanan sorun devam ederken, okulları yakından inceleyip, öğrenci ve veliler ile görüştüğünüzde ise apayrı sorunların da varlığı dikkatleri çekiyor.
Sabah sekizde okulda olması gereken öğrencilerin çok büyük bölümü evde kahvaltı yapmadan okula gidiyor. Yanında getirdiği kahvaltısını teneffüste yapan öğrencilerin bu şekilde ne kadar sağlıklı beslendiği malum iken bu kez öğlen arasındaki bir saatlik boşlukta öğrenciler yine karınlarını doyurma telaşına düşüyorlar.
Ortaokul ve liselerin önünde bu saatte bulunduğunuzda, evleri yakın olan bazı öğrencilerin yemek için evlerine gittikleri, uzak olanların ise kendi imkânlarıyla karınlarını doyurmaya çalıştıklarına şahit oluyorsunuz. Okulların yakınında dışarıdan alınarak yenebilecek tek yiyecek tavuk döneri ve ayransız bir tavuk döner dürümü 10 TL’den satılıyor. Öğlen yemeği için bu kadar parası olmayan çocuklar ise bir araya gelerek fırına attıkları patlıcan, biberle parklarda, okul bahçelerinde karınlarını doyuruyor.
Oysa eğitimi tek döneme dönüştürürken, bu çocukların karınlarını nasıl doyuracaklarını da hesap etmek gerekmez miydi diye düşünmeden edemiyor insan. Okul kantinlerinde satılan ayaküstü yiyecekler yerine, bu çocuklara doğru düzgün yemek vermek çok zor bir iş mi acaba.
Komşumuzun engelli bir çocuğu var. Çocuğu okula götürmek için servis eve geliyor, servis ablası çocuğu evde alıyor, okula götürüp öğretmenlerine teslim ediyor, okulda evden götürdükleri kahvaltılarını yapan çocukların öğlen yemekleri yine okul tarafından karşılanıyor. Gün sonunda yine büyük bir titizlikle servislere bindirilen çocuklar evlerine teslim ediliyor. Engelli çocuklarımız için hayata geçirilen bu düzenlemeler ve verilen hizmetleri gördükçe insan gerçekten gurur duyuyor, mutlu oluyor.
Ancak geleceğimizi emanet edeceğimiz diğer çocuklarımız için niye bu hassasiyeti göstermiyoruz? Özel okullarda öğrencilere yemek verilirken, devlet okullarında okuyan çocuklarımız neden aç kalıyor?
Devlet büyüklerimizin, eğitim öğretim camiamızın ve tüm toplumun dikkatini bu hususa çekmenin zamanı. Milli Eğitim Müdürlükleri öğlen yemeği işini çok kolay şekilde organize edebilir. Okul aile birlikleri çocukların öğlen yemeği işinde güzel çözümler üretebilir.
Öğlen yemeği olarak tabldot kaplarda biraz sulu yemek, pilav, iki tatlı veya meyveyi bu çocuklara dağıtmak ne kadar zor olabilir. Maliyeti ne kadar tutar? On liradan az maliyeti olan bu işi mutlaka yapmak gerekiyor.
Çocukların aç kalmasına gönlümüz razı değil.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: