Sağlıkta değişmeyen tek gündem…Şiddet….
Peki ama neden? Bir dönem kendisine bir harf öğretene kırk yıl köle olan, bir kahvenin kırk yıl hatırının sayıldığı kültürün var olduğu bir toplum nasıl bu hale geldi. Darp edilen, saldırılan, bıçaklanan sağlık çalışanı da bu Ülke de yaşamıyor mu? Onlar hiç hasta olmuyor mu? Onların da hastaları olmuyor mu? Çocuğu hasta iken nöbete gelen sağlık çalışanı, babası- annesi ameliyat olmuşken ya da yoğun bakımda tedavi görmekteyken ya da yatalakken çalışan sağlıkçı, ya da eşi yahut kendisi kanserle mücadele eden sağlık çalışanı yok mu? Hasta ve hasta yakını psikolojileri nedeniyle haklı olabilir mi?
Bu durumu iki taraflı bakmalı ve çözümü bu noktada aramalıyız sanırım.
Hastasınız ve günler sonra güç bela bir randevu oluşturdunuz ya da oluşturamadınız acil servise geldiniz. Ağrılarınız var, önünüzde de sizden önce gelen ve en az sizin kadar öncelik bekleyenler. Bu durumda ne yapacaksınız? Siz bir an önce televizyonda izlediğiniz filmlerde olduğu gibi size müdahale edilmesini bekliyordunuz oysa. Hasta hakkı denen bir şey var. Üstelik birileri birilerinin yakını galiba öne mi geçiyorlar? Ve sizin ödediğiniz vergilerle maaş alıyor bu düşünceye yazıklar olsun.
Sağlık çalışanısınız. 24 saatlik nöbetin bitimine daha 16 saat var. Dışarıda hasta yoğunluğu ve sizin şimdiden ayaklarınız sızlıyor. Kaç aydır izine çıkmıyorsunuz.
Elinizdeki tıbbi cihazlar da, ilaçlarda stoklarla sınırlı. Nöbet bitimine kadar yeter mi onun da kaygısını taşıyorsunuz. (Calibre edilmesi gereken cihazlar henüz bakımdan gelmedi ya da cerrahi aletler sterilizasyonda, eczaneden henüz ilaç da onaylanmamış olabilir. Röntgen, Mr, Tomografi cihazlarında yaşanılan aksaklıkları saymıyorum çünkü tüm hastanelerimiz son teknoloji cihazlarla donatılmış durumda. Hasta yatak kapasitesini, doluluk oranlarını da söz konusu etmeyelim.) Şimdi de az önce röntgene gönderdiğiniz hasta da personelle içeri girdi. Ve biri size bağırıyor “ işinizin yapın. Benim vergimle maaş alıyorsun”
Hadi bu durumu biraz daha gerçekçi kılalım. Hasta yakını ile tartışmaya başlıyorsunuz. Hasta haklı olduğunu iddia ediyor. Sırada olmayan bir hasta aldınız oysa saatlerdir tek bir hastayı içeriye almadınız. Hasta sizin ilaç, alet sistem vs. beklediğinizi bilmiyor.
Bu durum size de tanıdık geldi mi? Sağlık Çalışanlarına şiddet bu şekilde başlıyor olmasın? “Ben haklıyım” . Peki sağlık çalışanı masum olmayabilir mi? Hastaya karşılık vererek, o’nu daha da kışkırtarak…Bunlar bahane. İletişim elbette önemli. Ancak bilmem hangi dizide ameliyathanenin silahlarla basıldığının gösterilmesi, hastada oluşan beklenmedik bir durumun basında gerçekten mesleki hatadan mı yoksa komplikasyon sonucu mu bilinmeden sağlık çalışanlarının suçlanması, çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmemesi, internette yayınlanan sağlıkla ilgili her bilginin doğruluğu teyit edilmeden hasta ve yakınlarınca uygulanması ya da uygulanmasının talebi .
Tüm bunlar sağlıkta şiddet vakalarını artırmakta. Bu sistemde ne hasta ve yakını ne de çalışan memnuniyeti söz konusu olmaktadır. Sağlık sisteminin ivedilikle gözden geçirilmesi, gerekli çalışma koşullarının sağlanması, çalışanların yeterli güvenliklerinin sağlanması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, toplumu şiddete özendirecek yayınların kontrol edilmesi gerekmektedir.
Tüm sağlık çalışanlarının otomasyona bağlı birer robot ya da makine olarak görmekten ve gösterilmesinden de vazgeçilmelidir.
Büyük risk altında sağlığını hiçe sayıp gecesini gündüzüne katarak fedakârca hizmet veren ,
Tüm Sağlık çalışanlarımıza minnettarız, yüreğinize sağlık.
Göstermiş olduğunuz özveri, fedakarlık için, alnınızdan dökülen her damla ter, kalbinizden gelen o muhteşem sevgi ve merhamet için sonsuz Teşekkürler. İyi ki Varsınız…
SAĞLIKTA ŞİDDETE HAYIR.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: