Kahramanmaraş merkezli depremin etkileri hala tüm dünyada devam ederken, bazıları ne yazık ki dağıttığı çorbanın bile reklamını yapıyor.
İstisnasız hemen hemen her haber sitesinde yer verilen çorba yardımları bana göre; Verilen en utanç duyulması gereken haberlerden bir tanesidir.
Evini barkını, aile fertlerini kaybetmiş insanlar çorba reklamına meze edilmemeli bence…
Çadır bulamayıp dışarıda yatan depremzedelerin içlerindeki acıyla vücutlarının titremesi bizlere en acıklı ritimleri yeterince çalmıyor mu?
Sadece poz vermek için yemek karıştıranlar, insanların acılarıyla timsah gözyaşı dökenler, belki de bu felakette insanların büyük zarar görmelerinin faktörlerinden biridirler.
Bugün depremin 13. Günü olmasına rağmen daha duş bile alamayan insanlar, depremin üzerlerinde bıraktığı korku ve panik ile birlikte yaşıyorlar.
Deprem gecesi yeryüzüne düşen yağmur damlasından bile ders çıkarmamız gerekiyordu.
Belki de Allah çorba reklamı yapanların her şeyde sınıfta kaldığı gibi bu durumda da sınıfta kalacağını düşünerek, ümmetini son kez tüm günahlarından arındırıp sınıfta kalanların mekânlarını tüm pisliklerden arındırdı.
Demek ki deprem hizmeti, sadece çorba dağıtmakla olmuyor beyler…
Sabah çorba, akşam çorba ikram etmekle insanların yaraları sarılmıyor. Biraz da yüreklere dokunmak gerek yüreklere…
Bir yandan çorba reklamı yapılırken bir yandan jilet gibi kıyafetlerle yardım toplanıyor öte yandan ise halkın parasını kendi malıymış gibi halka sunan bazı zihniyetler, muhalefet zaten bundan geri kalmayıp yine enkaz başında bile siyaset yapıyor. Ne iktidar ne de muhalefet bu halkın yaralarını sarabiliyor.
İktidar ve muhalefet partilerimiz bir evin iki yaramaz çocuğu gibi birbirlerini şikâyet etmekten başka bir şey bilmiyor.
Velhasıl kelam; seçimin, koltukların canı cehenneme önemli olan halkımızın ve ülkemizin dimdik bu cendereden ufak hasarlarla çıkmasıdır.
Alparslan Türkeş’in dediği gibi "Mevzu vatansa hepimiz ölelim, Mevzu makamsa hepiniz ölün!"
Yorumlar
Kalan Karakter: