Son günlerde Şanlıurfa'da kaos üstüne kaos yaşanıyor. Ne oluyor bu Viranşehir’de ne oluyor bu insanlıktan nasibini almayan insan görünümlü yaratıklara...
Sokak ortasında küçücük bedenler katlediliyor, annelerin feryatları yürekleri dağlıyor, ülke yasa sürükleniyor. Her şey bir kenara dursun Viran olan bu şehir artık çocuk kanı kokuyor.
Neden o gencecik fidanları hırslarınıza alet ettiniz, neden o küçücük bendeleri kendinize meze ettiniz...
Şanlıurfa'da kan davaları bitmek bilmezken her gün yeni yeni versiyonlarını diyeceğim maalesef her şeklini görür olduk. Artık bu topraklar kan değil su istiyor, bu memleket medeniyet istiyor.
Şanlıurfa’da ağalık sisteminin olduğu, kadının konuşma hakkının olmadığı, erkek çocuklarının baş tacı edildiği, kız çocuklarının da yaşları 15 oldu mu görücü kabulüne razı edildiği bir şehirken burayı değiştirmek tamamen bizim elimizde…
Oysaki kan davaları denen illet okuma oranının yüksek olduğu yerlerde sekteye uğruyordu. Okul yolunda olan gencecik fidanlar katledilirken kan davaları nasıl ortadan kalkacak, kan davaları nasıl son bulacak, anneler ne zaman yavrularının kanlı kıyafetlerine değil de canlı bedenlerine bakacak.
Bu topraklar kan içmekten bıkarken insanoğlu kan dökmekten usanmadı. Bu toprağın çocukları silah değil kalem tutmak istiyor. Bu toprağın anneleri ağıtlar değil çocuklarına ninni okumak istiyor.
Geçen gün Viranşehir'de yaşanan olayı anlatmak bile istemiyorum. Ne ara bu kadar gaddar bir millet olduk, ne zaman bu kadar vurdumduymaz olduk, ne ara bu kadar hırs ve kin sahibi olduk. Biz komşusu açken tok yatmayan bir millettik, aile kavramını, medeniyet kavramını insanlar bu topraklardan öğrenecekti peki ne oldu da bu kadar değiştik. Sokak ortasında birbirimizin kafasına sıcak ne oldu da biz kardeş katili olduk.
Bu topraklar artık kanla bulanmasın birileri buna bir dur desin…
Atalarımız, dedelerimiz bu topraklarda hemşerileriyle kol kola verip düşmanla savaşırken biz evlatlarımızla, kan bağı olan kardeşlerimizle kan davalısı olduk. Allah bile bunu affetmiyor, kitap yine bunu affetmiyor! Bu topraklar kan değil su istiyor.
Giydiği elbisenin etiketi yavrusunu rahatsız ediyor diye etiketi koparan anneler yavruları vurulduğunda neler hissediyor, o soğuk mermi vücudunu her deldiğinde küçücük yavrucak ne yapıyor bunu neden düşünmüyor o kan emici mahlûkatlar…
Bu topraklarda kan akmasın, birlik kardeşlik türküleri seslendirilsin, barış bayrakları semada boy göstersin, artık analar ağlamasın, yavrular yetim öksüz kalmasın.
Bir anne giydiği elbisenin etiketi yavrusunu rahatsız ediyor diye etiketi koparıp atıyor ama sen kalkıp o küçücük narin bedene kurşun sıkıyorsun. Nasıl acı çekmiştir, ne hayaller kurmuştu acaba, yarın arkadaşlarıyla hangi oyunu oynayacaktı, hangi hikâye kitabını okuyup kendini bu çaresiz, her şeyden yoksun, cahil bir toplumun içinden kurtaracaktı.
Her sene birileri katlediliyor ve bu olaylara bir dur diyen olmuyor. Aksine bu soykırımları yapanlar üst mercilere kadar çıkabiliyor. Her geçen gün güçlerine bir kez daha güç katmış oluyor.
Bir sene aralıklarla iki büyük soykırım yaşandı Şanlıurfa'da birileri bunları durdursaydı bunlara gerekli cezayı verseydi bugün hukuk adalet bu kadar ayaklar altına alınmazdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: