Ne yapacağız bu DEDAŞ'la?
‘Zaten bugün iş çıkaramadık ne yapalım yarın telafi ederiz’ deriz ve eve doğru yol alırız. Dışarı çıkarız, caddede gürültüden geçilmiyor. Elektrikler kesik ya esnaf işini DEDAŞ’ın insafına bırakmıyor; çalıştırıyor jeneratörleri. Stres arttıkça artıyor. Neyse ki evde biraz rahat edelim deriz. Eve girdiğimizde oturup televizyon kumandasını alırız elimize… Eee bu televizyon neden çalışmıyor ki! Verilen cevap ‘Elektrik kesintisine elektronik cihazlar mı dayanır!’ sinirlenmeye bile fırsat bulamadan elektrikler yine kesilir. Ve açarsın ağzını yumarsın gözünü; Ağzına geleni söylersin: ‘Size karşı lafımızı geçiremiyoruz. Allah sizi bildiği gibi yapsın!’ deriz.
Akşam olur elektrik gelir, 5-10 dakika sonra yine kesilir. Gelir, gider… Sonra televizyon bozuldu bari diğer cihazlar bozulmasın diye bütün fişleri prizlerden çekeriz. Bir mum yakarız; öylece odada bekleriz. Ne olacak bu halimiz diye düşünürüz. Neyse erkenden yatağa gideriz uyumaya. ‘Bu stresli gün artık bitsin’ deriz. Ama biteceğe benzemiyor. Çünkü dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Biraz daha geriye bakarsak geçen yıl da böyleydi. Hatta birkaç yıl önce de böyleydi. Kaç yıl geçti, neler değişti ama bu kural bir türlü değişmedi. Ülkenin en büyük barajına sahip olduk yine değişmedi.
Eskiden elektrik sıkıntısını sadece kış mevsiminde yaşardık. Elektrikli sobalar takılır, trafolar yetersiz kalır, elektrikler kesilirdi. Ancak son birkaç yıldır bu sorun artık tek mevsime değil de dört mevsime yayıldı. Artık ‘Kışın bitmesine az kaldı, kış mevsimiyle birlikte bu sorun da bitsin’ sözlerini de diyemiyoruz. Çünkü artık yazın da aynı sorunu yaşıyoruz. Neyse bu düşüncelerle uyumaya çalışırız. Ancak ertesi gün aynı manzaraları yaşamaya mahkumuz.
Bizim gibi bu sorunları yaşayan binlerce insan var. Dayanamaz ve DEDAŞ’ı protesto etmek için sokaklara iner, yol kapatıp lastik yakarlar. Ortalık savaş alanına döner. Siyasilerden STK’lardan ses çıkmaz. Elbet tepki gösteren milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, siyasilerimiz vardır ama bir elin parmağını geçmez.
Eee tepki gösteren birileri var da DEDAŞ’ın savunması olmaz mı? Tabi ki bir cevabı var. Ama DEDAŞ’ın bu cevabını artık sağır sultan bile duydu. Çünkü hep aynı savunma. Neymiş efendim? Aşırı yüklenme oluyormuş trafolar kaldıramıyormuş. Peki böyle diyerek vatandaşın mağduriyetine seyirci mi kalacaksın! Bunun çözüm yollarını aramadığın için kendini suçlamayacak mısın? Nüfusumuz 2,5 milyonu buldu. Tabi ki trafolar kaldıramaz. Kayıp kaçaktan ettiğin zararı almaya çözüm buluyorsun da bu mağduriyetin giderilmesi için neden çözüm bulmuyorsun?
Neyse fazla uzatmayalım. Bugüne kadar söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Duruma baktığımız zaman değişen bir şey olmadı. Ne dersek fayda etmez. Biz sadece düşünelim! ‘Ne olacak bu halimiz?’
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: