Nerden baksan tutarsızlık...

Ahmet Kaya okuduğu bir türküsünde ne der? Nerden baksan tutarsızlık… Nerden baksan ahmakça…

Bizim Urfa’da da işler böyle dönüyor herhalde. Yani nerden baksan tutarsızlık…

Sözü aslında çiftçilerin içinde bulunduğu duruma getireceğim. Şu son günlerde ekinleri kurumaya başlayan çiftçiler.

GAP’ın başkenti olduğumuzu bütün dünya biliyor. Ne demek GAP’ın başkenti olmak?

GAP’ın başkenti denildiği zaman bereket gelir aklıma. Şu verimli topraklar… İstemediğin kadar su… Değil ithal etmek ihracatta tüm ülkemize yetecek kadar bollukta olmaktır GAP’ın başkenti olmak.

Bu da az gelir. O kadar suyumuz var ki her tarafın yeşil olması gerekir. Yeşil ormanlar, çayırlar… kısacası içimizi ferahlatacak bir iklim olması gerekir. Coğrafyamız kurak olabilir ama Türkiye’nin en büyük barajına sahip değil miyiz?

Ne güzel olurdu bu güzel ismin içini doldurmak. Ama dolduramıyoruz işte. Çünkü o kadar suyun bulunduğu bölgemizde hala ekinler susuzluktan kuruyor.

Sözü yine umudu suya bağlayan çiftçilere getirelim. Geçtiğimiz günlerde bazı köylere giden sular kesildi. Bu yüzden çiftçiler suyun tekrar bırakılması için tepki gösterdi. Tepkinin hiçbir işe yaramadığını gören çiftçiler, soluğu DSİ 15. Bölge Müdürlüğü’nde buldu. Kısa süre sonra salontan tartışma sesleri yükseldi.

Daha sonra salondan umutsuz bir şekilde çıktılar. “Geçen yıl yine su kesildi, yetkililer seyirci kaldı. Sonrasında zaten belli. Tarla kuruduktan sonra Fırat Nehri aksa ne olur?” sözleri döküldü iki dudak arasından umutsuz bir şekilde.

Bu köylere suyun neden verilmediği için bahane mi yok? DEDAŞ’ın da bahanesi hep aynı değil mi? DSİ Bölge Müdürlüğü yetkilileri de bahane üretmeyi son günlerde iyi öğrenmiş. Bahane, kaçak kullanım. Eee kaçak kullanım varsa buna çözüm yok mu? Seyirci mi kalınacak? Yoksa birkaç kişinin sorumsuzluğu geneline mal edilerek cezalandırılmak mı isteniyor?

Bu durum tıpkı bir sebette bulunan elmalar arasında birinin çürük olmasından dolayı sepetteki elmaların hepsini çöpe atmaya benziyor. İşte bu memleket de değerlerini burada kaybediyor. Bu nedenle sahipsiz kalıyor.

Gerçekten yazık! Her şeyden önce bu kentin itibarı düşünülmelidir. Kaçak kullanım ortaya sorun çıkarıp itibarsızlaştıracaksa buna fırsat verilmemelidir. Değil bir kasa elma arasında o çürüğü bulmak gerekirse bir kamyon elmanın içinde o çürük bulunmalıdır. Çünkü bu senin görevin.

Yıl 2017. Teknoloji çağındayız ama hala birçok yerde kovalarla su taşınıyor ve ampul yerine mum yakmak zorunda kalıyoruz. Büyük projeler yapıyoruz, kendimizle övünüyoruz. Bir dere için kocaman dağı delmekle övünüyoruz ama o deredeki suyun hangi yöne akarak fayda sağlayacağını kestiremiyoruz.

Uzun lafın kısası nerden baksan tutarsızlık…