Tartışacak başka şey kalmadı mı?
Bunun yolu da anayasaya sadakatten, her organın kendi meşru sınırları içinde kalmasından geçer.
TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop: Danıştay eski 'ideolojik' korumacılık günlerine mi dönüyor?
Karar kadar gerekçesini de çok ilginç buldum. Danıştay kararının vahim tarafı şu: Hükümetin yıllar önceki bir eğitim politikası kararını (idari işlemi) değiştiremeyeceğini kabul etmek yıllardır tasfiyesi için mücadele ettiğimiz “vesayet”e teslim olmaktır.
Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ: Anayasanın 125. maddesine göre yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.
Millî Eğitim Bakanlığı: Danıştay 8. Dairesi, söz konusu yönetmelik hükmünün iptaline, ilk derece mahkemesi olarak temyiz yolu açık olmak üzere karar vermiştir.
Söz konusu karar henüz kesinleşmemiştir. Hukuki süreç devam etmektedir.
Eğitim-Bir-Sen: Danıştay vermiş olduğu kararda, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, darbe dönemi anayasalarıyla şekillenen eski Türkiye'nin ezberlerini gerekçe olarak sunmuş, hukukun evrensel ilkelerini gözardı ederek toplumsal birliğe ağır bir darbe vurmuştur.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener: Başta Sayın Bakan olmak üzere Andımız ile ilgili Danıştay kararına çemkirenler, Türk olmaktan mı, doğru olmaktan mı rahatsız oluyorlar?
Görüldüğü gibi bu tartışmalar 2013 yılında kaldırılıp 5 yıl sonra tekrar gündeme gelen öğrenci andı içindir. Yapmayın, etmeyin! ilk okulları da siyasete alet etmeyin!
Türk Eğitim-Sen, beş yıl önce kaldırılan andın tekrar yürürlüğe konulması için mahkemeye başvuru yapıyor ve Danıştay 8. Dairesi de bunun üzerine andımızı kaldıran bu kararı iptal ediyor.
Zaten andımız kaldırıldığı zaman hiçbir sakınca görülmemiş, tekrar getirilmesi için bilimsel bir açıklama da görülmemiş.
Sosyal medyada da tartışmalar almış başını gidiyor. Biri okullarda andımızın okunmasını istemiyor diğeri bunu Türklükten rahatsız olduğuyla suçluyor.
Yıllardır bu gibi konularla uğraşmaktan geleceğimize yön verilmedi, her zaman geri kalındı. Şimdi ise Türk Eğitim-Sen'in bu başvurusuna akıl erdiremiyorum.
Öğrenci andını getirmesi yerine eğitim sisteminin daha düzenli hale getirilmesini sağlayabilirdi. Öğrencilere başarı getiren başka projeler önerebilirdi.
Ama bakıyoruz da o kadar sorunların içinden 5 yıl önce kaldırılmış andı tekrar getirtmeye çalışılması hiçbir şey ifade etmiyor.
Öğrencilere bir katkı sunmuyor. Bu sadece Türklüğü yücelten bir karardır.
Yani her sabah okul bahçesinde 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' diyerek çalışkan olunmuyor.
Tekrar söylüyorum, bu konuları tartışmak yerine eğitim sisteminin daha iyi bir hale getirilmesi projeleri eğitime daha iyi katkı sunacaktır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: