Taş yerinde ağırdır

Bazen herkes işiyle alanıyla ilgilensin dediğimizde sözümüz yanlış anlaşılıyor. Boşuna dememişler taş yerinde ağırdır. 

Rektörün görevi her şeyden önce üniversitenin gelişmesi, öğrencilere daha iyi hizmet verilebilmesi adına çalışmaktır. Üniversite ile ilgili bir sorun varsa, oraya gelen öğrencilerin talepleri nedir? şikayeti nedir? gibi konuları duyurmaktır. 

Bırak siyasetçi siyasetiyle, ilahiyatçı vaazıyla, öğretmen öğrencisiyle, işçi işiyle uğraşsın. Herkesin siyasi görüşü, sevdiği ya da sevmediği siyasetçi  vardır. Bunu dile getirirken önce içinde bulunduğun makamı, aldığın sıfatı ve kimliğini de göz önünde bulundurmalısın.

Geçtiğimiz günlerde Eyyübiye kampüsünde olan imar ile ilgili açıklamanız da tepki toplamıştı. Çünkü uygun bir dille anlatmak yerine direkt olarak söylemiştiniz. Bir açıklama yapıldığında ya da kendi görüşü ifade edildiğinde kamuoyunun da buna verecek tepki düşünülmelidir. 

Şimdi katıldığınız bir programda size siyasetle ilgili görüşünüz sorulduğunda sizin akademisyen olduğunuzu siyaset ile ilgili yorum yapmayacağınızı belirtmeniz lazım. Ayrıca siyaset görüşü ile ilgili görüşünüze dinimizi de dahil etmeniz elbette haklı tepkiler doğurur. 

Sizce İslama göre "Cumhurbaşkanına itaat farzı ayındır, ona karşı çıkmak harpten kaçmaktır, haramdır" sözü ne kadar mantıklı gelebilir ki. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çok seviyor olabilirsiniz. 

Buna kimse karşı çıkamaz. Ama Erdoğan'ı sevmenin farz olduğunu, ona karşı çıkmanın haram olduğunu söylemeniz ve üstelik bunu İslama bağlamanız, çok yanlış bir açıklamadır. 

Şimdi aklımıza takılan akademisyen misiniz; siyasetçi mi yoksa ilahiyatçı mısınız? Bence siz bırakın bu gibi sözleri de üniversitenin geleceği için çalışın.