Sağınıza solunuza baktığınızda çok şey görürsünüz. Yollar, arabalar, insanlar… Daha da derine baktığınızda umutları, mutlulukları, üzüntüleri görürsünüz. Dikkatli bakılınca daha çok şeyde görürsünüz. Mesela toplanmayan çöpleri, çukur olan yolları, kaldırımlara park etmiş araçları. Aslında bunların hepsini insanoğlu görüyor ama asıl görmesi gerekenler bunları görmüyor. Geçici körlük durumları yaşanabiliyor.
Ani görme kaybı mutlak müdahale edilmesi gereken bir sorun olmakla birlikte, kalp veya beyin gibi hayati organlarımızdaki problemleri de haber vermesi açısından da önem taşıyor. Görme kaybı, insanın yaşam kalitesini düşüren önemli bir rahatsızlıktır. Bu durumun aniden gelişmesi ise kişide şok ve kaos duygularına neden olur. Kalıcı görme kayıplarıyla karşılaşmamak için ani gelişen görme kayıpları karşısında, kısa süreli de yaşansa mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Bu sağlık açısından oluşan durum için olabilir. Fakat siyasette yaşanan geçici körlüğün tedavisi ise belediye başkanlığı seçimi olarak karşılarına çıkıyor.
Geçici körlük nasıl oluşuyor. Aslında hep ayni yere bakmak olarak da tanımlanabilir. Hep aynı yere bakarsan körlük oluşma ihtimali çok yüksek. Bakılan aynı yerler ise yolların çamur olmadığı, asfaltında henüz çukur olmamış yerlere bakıyorlar. Çöplerin toplandığı ana caddelere bakıyorlar. İmarının düzgün inşaatlarının düzenli olduğu yere bakıyorlar. Fakir olan mahallelere değil de zengin olan yerlere bakıyorlar. En önemlisi de oy alamadıkları yerlerde değil de oy alabildikleri yerlere bakıyorlar. Ondandır olan bu geçici körlük.
Derin bir körleşme içerisindeyiz
Bir yerde okumuştum. Bilim ne için vardır? Daha iyi yaşam için değil midir? Yoksa birilerinin hükmetmek için kullanacağı bir düzeni sağlamak için mi? İster tepeden, üstenci bir dil ile toplumun içine dâhil olmadan yaşayarak, ister bilime hizmet ederek amaçtan uzaklaşarak (Körleşme’deki iki kardeş paradoksu gibi), ister tamamen körleşerek… Ne açıdan bakarsanız bakın toplumsal bir sorunla karşı karşıya kalırız bu iki romanı okurken. Bugün muhtemel büyük felaketi ve olası sonuçlarını görmek ve ona göre yeni bir siyasi ideolojik tavır geliştirmek yerine derin bir “körleşme” içinde değil miyiz? Diyordu.
Hep geçici çözümler üreterek kendimizi kandırmıyor muyuz? diye soruyordu. Günümüze uyarlarsak veyahut belediye başkanlarımızın durumunu sorgularsak benzer körlüklerle karşılaşıyoruz. Çöplerin toplanmaması, yolların bozuk olması, imarsızlık gibi konular geçici körlüğe neden olabilmekte, asıl kalıcı olan körlükten korkması gerekiyor ilgili belediye başkanları. Kalıcı körlüğe ve siyasi hayatlarının bitmesine neden olabilecek olan yolsuzluk ve kayırmacılıkla başa çıkmaları zor olacak.
Hazır seçimlerde yaklaşıyor ya reklam yapsınlar ya da tedavi olsunlar. Başka yolu yok gibi.
Yorumlar
Kalan Karakter: