Bazı masallar mutlu sonla, bazıları acı bir gerçekle biter.
Bir masal anlat kış günü herkesin evinin, montunun, sıcak bir tas çorbasının olduğu.
İzzet dayının "içim acıyor ama kimse bilmiyor” dediği sözünün olduğu masalarda hikayeler ağır olur.
Şairin dediği gibi: Memleket isterim, yaşamak sevmek gibi gönülden olsun .
Enkazların altında kalmış, hayatlar, hikayeler, umutların olduğu diyarlarda kalem kifayetsiz kalır.
Acının olduğu masallar okuması hüzünlü, anlaması derin olur.
Penceresi kırık olan evlerde masallar eksik kalır.
Enkazda annesini babasını kaybeden çocukların gözünde yaş, yüreğinde kimsenin bilmediği, duymadığı sessiz bir çığlık olur.
İnsan hayatını utanmadan, kendi menfaatleri uğruna kullanan insanların kalbi nasır tutmuştur.
Birçok şey enkazında altında kalabilir ama Ahmet Arif’in dediği gibi: Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip...
Hayallerin, kaç yıllık hasretin adıdır.
Enkaz ile küllere dönen insan bedenleri kepçe ile bir yerden alınıp başka diyarlara göçüp gitmesi. Küller, memleketine hasret kalır böyle masalarda.
Masallar bazen geceleri bazen gündüzleri biter. Bazıları mutlu sonla bazıları acı bir gerçekle.
Bazı masallarda başlamadan biter, bazıları enkazın altında ya yarım kalır ya da son bulur.
Yorumlar
Kalan Karakter: