İnsanoğlu doğası gereği kendi eksiğini ve ezikliğini fark edemiyor veya fark etmek istemiyor. Düne kadar çaycılık yapanlar bile bugün gazeteciliğe bürünüp ahkam kesmeye çalışıyor. Kurum yetkililere yalvarıp bir kuruma giremeyenler ne yazık ki toplumda isim yapmış nezih insanları eleştirme cüretinde bulunuyor. Ama unuttukları bir şey var ucuza ve indireme girdikleri günleri ne yazık ki onların hafızasında silinse de bazı insanlar onları yüzüne çarpmasını iyi biliyor.
Demek istediğim şu ana kadar topluma mal olacak herhangi bir işe imza atamayanlar kendilerinden seviye ve kültür bakımından yüksek olan insanların isimlerini ağızlarına aldıkları zaman besmele çekmeleri gerektiğini ve daha 40 fırın ekmek yemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Yapılan her türlü eleştiriye gazeteci açıktır fakat cahillerin konuşması sineklerin vızıldamasından farksızdır. Yani insanlar giremediği suyu bulandırmayı ulaşamadığı insanı kötülemeyi kendilerinde bir hak olarak görmeye devam ediyor.
Yaşantıları hatalar ve yanlışlar ile dolu insanların kendilerini pahalıya satmasına anlam vermek gerçekten hem gülünç hem de trajedik bir durum.
Düşünsenize şimdiye kadar hiçbir baltaya sap olamayanlar toplumda kendilerine yer edinmek için başkaları üzerinden prim kasarak yükselmeye çalışıyorlar.
Başkalarının ayak izlerinden giderek kendi yolunu çizdiğini zanneden zavallılar gittiği yolun sahibini bile kafa tutarak ne kadar aciz olduklarını ancak başlarını yastığa koyarak anlarlar.
Çünkü onların yalanlar ile dolu hayatlarını ancak yalnız oldukları zaman kendileri anlamaya çalışırlar. Demek o ki yapılan ve söyleyen her söz gün olur yerini de sahibi de bulur. Balon gibi şişirilen akıl fukaraları da gün olur patlayarak neye uğradıklarını iyice anlarlar.
Ustasına sadık ve saygılı olmayan hiçbir çırak şimdiye kadar usta mertebesine ulaşmamışlardır.
Son sözlerime gelince insanoğlunun her şeyi bilmeden önce kendisini bilmesi gerektiğini ilk önce kendi varlığını sorgulaması gerektiğini yapması lazım.
Yorumlar
Kalan Karakter: