Yaşadığımız zaman dilimi öyle bir zaman dilimi ki eşekler bile kravat takıp adam olma gayretinde.
Bir mum kadar varlığını hissettirmeyen kendilerinin bile kaç paraya gittiğini bile bilmeyen insanların kendilerini olimpiyat meşalesi sandığı bir devirde yaşıyoruz ne yazık ki.
Cahiliye devrini her ne kadar zaman olarak atlatmışsak, yaşantı olarak hale o devirde yaşayıp kendini teknoloji devrinde sanan zavallılar ile her gün karşılaşa biliyoruz. Varlığıyla bırakın topluma bir şey katmayı kendisine bile bir şey katmayan insanların tenkitleriyle karşılaşabiliyoruz zaman zaman.
Gel gelelim yaptıkları tenkitlerin bir neticesi olsa veya faydası olsa ama yok. Kendi hayatının yegane temellini dahi sorgulamayan, bir gün demokrat, bir gün liberal, bir gün laik, diğer gün muhafazakar olan insanların belirli bir çizgi ve belirli bir dava uğruna mücadele eden insanları eleştirmesi gerçekten komik bir şey. Adama demezler mi liberalizm nedir, muhafazakarlık nedir demokrat kimdir?
Tahminimce bu kavramları bile tanımlayamayanların kendilerini televizyon programlarındaki tenkitçi siyasetçi gibi davranmaları ve konuşmaları bana göre ben buradayım imajı yaratma gayesidir. Yoksa bilmek bana göre hiçbir zaman ayıp olmamıştır, öğrenmemek, her şey bildiğini sanmak bana
göre absürt bir durum. Çünkü bazı yerlerde bu üslubu ve asılsız bilgiler ile konuşursanız çabuk toslarsınız. Onun için bir insanı yargılamak için o insandan daha fazla bilgi ve birikim sahibi olmanız gerekiyor. Yoksa karşıdaki insan iki cümle ile sizi nakavt edebilir, o zaman denizden çıkmış, çırpınmış yön gibi ortada kalırsınız.
Cahillerin yaptığı tenkitleri gördüğüm zaman aklıma Kızılderili bir Atasözü gelir: "Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi anca o zaman beni yargılayabilirsin." Gerçekten insanların yaşadığı, karşılaştığı zorlukları, verdiği emeğin bir de binini vermediğiniz halde onları eleştirmek çokta zor değil ama unutmayın! İstediğini söyleyenler daima istemediklerini duyarlar. Sırf konuşmak için varlığını belli etmeye cabasında olanlar bazen sert kayalara da çarptıklarında ruhsal bozuntuya uğrarlar, fakat çok bilmiş oldukları için ruh hallerini belli etmemeye çalışlar, çoğu zaman kendilerine verilen tepki içlerini bir kurt gibi kemirmeye başlarlar ta ki günü geldiğinde acaba böyle demek istemedi mi gibi avuntu dolu sözler ile kendilerini kandırırlar.
Onun için tenkitçi olacağınıza toplum yararına bir şeyler yapın üretin ekmek yediğiniz yere bir nebze fayda sağlayın. Varlığınızı bilginiz ve emeğinizle belli etmeye çalışın başkalarını yerme çalışırken, başkalarını eleştirerek prim kazanmaya çalışmayın.
Çok cahil ve çok tenkitçi arkadaşlara son tavsiyem yakın tarihi, siyaseti, bilimi okuyun ondan sonra bazı şeyleri bilmediğinizin farkına varırsınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: