Cumanın Edasının Şartları
1. Cuma Namazını bulunulan yerdeki islami kaide ve kurallara, kanun ve yasalara bağlı hükmeden idarecinin veya onun göstereceği kimsenin kıldırması. Daha önce şartlarına haiz idareci, mekan ve cumanın kıldırıldığı yerde o an itibarıyla idareci veya görevlendirdiği bir şahıs bulunmayan bir yerde, müslüman cemaatin tayini ile içlerinden biri Cuma Namazını kıldırabilir. İslâm hükümlerinin uygulanmadığı (daru’l-harb gibi) yerlerde bile fiili ve reel olarak Cuma Namazı böyle kılınmaktadır.
2. Hutbe okumaya izin, namaz kıldırmaya da izindir. Aksi de böyledir. Bu her iki görevi yapmaya yetkili olan zat, bir özür olsun olmasın, yerine başkasını tayin edebilir…
3. Genel izin. Belli bir yerde müslümanların toplanıp Cuma Namazını kılmaları için aynı şartlara haiz olan idareci tarafından müsaade edilmiş olmalıdır…
4. Vaktin devamı. Cuma Namazını kılabilmek için Öğle Vakti devam etmek üzere olmalıdır. O günün Öğle Namazı vaktinde cuma namazı kılınmamış ise, yalnız onu, öğle namazını kaza etmek gerekir.
5. Cemaat bulunması. Şöyle ki: Cuma Namazı için cemaatin en az miktarı, imamdan başka ehli sünnet itiksdı ve içtihadına göre iki-üç kişidir…
6. Cuma'nın farz olan namazından önce hutbe okumak. Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatin huzurunda bir hutbe okunması gerekir. Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz…
Cuma Hutbesinin rüknü, İmam-ı Azam’a göre, Allah’ı zikirden ibarettir. Onun için hutbe niyeti ile yalnız Elhamdülillâh yahut Sübhânallah yahut Lâ ilahe illallah denilse de yeterli olur…
Hutbenin vacibleri, hatibin taharet üzere bulunması, avret sayılan yerlerin örtülü olması ve hutbeyi ayakta okumasıdır.
Hutbenin sünnetleri de, hutbeyi iki kısma ayırmak ve bunlar arasında bir teşbih veya üç ayet okunacak kadar bir zaman oturmaktır. Bu bakımdan buna iki hutbe denir. Bu iki hutbeden her biri hamd'ı, kelime-i şehadeti, salât ve selâmı kapsamalıdır.
Birinci hutbe, herhangi bir ayet veya surenin okunması ile insanlara nasihat ve öğüt vermeyi, ikinci hutbe de müslümanlara bireysel ve bilhassa genel manada duayı kapsamalıdır, ikinci hutbede imamın sesi, birinci hutbeden biraz daha hafif tonajlı olmalıdır…
Bu konuda Efendimizin (sav) buyurduğu bir hadisi şerifinin anlamı şöyledir: “Namazının uzun, hutbesinin kısa olması bir kimsenin anlayışlı bir din alimi olduğunun alâmetidir. Artık namazı (cemaate ağır gelmeyecek şekilde) uzatınız, hutbeyi de kısa okuyunuz. Gerçekten bazı sözler, sihir gibi kalpleri etkiler.”
İşte böylece hutbeler, manayı zedelemeyecek bir belâgat kalpleri ve ruhları kazanacak bir halde bulunmalıdır. Ashab-ı Kiram’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimizin namazı da, hutbesi de orta bir halde idi. Çok kısa ve çok uzun olmaktan beri idi.
Hatip, ezan okunup tamamlanıncaya kadar minberde oturur. Sonra ayağa kalkar. Sonra gizlice “Eûzü” çekerek aşikâra hamd ve senada bulunur. Hutbesini cemaate karşı söyler. Savaşla alınmış bir beldede hatip sol elinde tutacağı bir kılıca dayanarak hutbesini okur. Bu durum İslam’ın gücünü, İslam mücahidlerinin dayandıkları kuvveti hatırlatır. Milletin kahramanlığını arttırır. Hutbe bitince kamet yapılır. Bunlar da hutbenin sünnetlerindendir. Hatibin hutbe sünnetlerini gözetmemesi veya dünyalık konuşmalarda bulunması mekruhtur.
7. Cuma Namazının Şartlarına haiz yetkilinin özel olarak belirlediği zaman ve yetkilerin dışında, sıradan bir dağ, ova, kırda veya karyede değilde, şehir veya şehir hükmünde olan bir beldede veya belde hükmünde bulunan bir yerde kılınması…önemlidir.
8. İslam fıkhının gereklerinden biride mümkün olabildiğince Cumanın eda edileceği şehir, belde veya Cuma Namazı kılınacak bir veya en aza indirilmiş izinli yerlerde veya şehirlerin dışında namaz kılma yerleri (Musallâ) denilen mekanda kılınması esastır.
Halk, Cuma ve Bayram günlerinde orada, toplanarak namazlarını kılarlar. İlahi emir ve nehiyleri dinler, namaz sonraları önemli sosyal, siyasal, ekonomik ve ailevi görüşmeler yapılır, Böylece beraberliklerini, güçlerini ve hakka olan bağlılıklarını göstermeye çalışırlardı… Bir gün bütün bunların hakkıyla eda edileceği Cuma ve Bayram namazlarında buluşmak umuduyla Allah'(cc)a emanet olunuz.
Not: İnşallah gelecek hafta Cuma'nın sıhhatı şartlarını yazmaya çalışacağız.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: