Darbeleri Kınıyorum
Neticesi anarşi ve terör olan; tüm beşeri, batıl düzenlerin aralarındaki farklı hecevezni ve kafiyelerinin dizelerine kanmadan, kandırılmadan ve nasıl ki “Küfür tek millettir” aynen öylede; ilahi hükmün hikmetiyle hareket ederek, “Tüm batıl olan küfür, şirk yasalar; sözleri farklı, öz’leri aynı olan anayasalardır” hükmüne varmak ehl-i feraset açısından zor değildir.
“Hak ve batıl mücadelesi: Bu çatışma, çarpışma ve çakışma zemininde, kıyamete kadar devam edecek, ancak zulmün ve zalimlerin ömrü az olur!” ve “Allah(cc) zalimlere fırsat verir ancak onları unutmaz, vakti/saati gelince kıskıvrak yakalayıverir!” Müjdesiyle hayatın her alanında “Emri bil maruf ve nehyi anilmünker” yani “ İlahi adaletin iktidarını kurarak, Kur’an ve sünnetin idaresindeki irade ile doğruları, faydalı olanları emir ve zararlıları, yanlışları nehyi/yasaklamak” her halükarda birinci öncelikli görevimdir/görevimizdir.
Günümüz dünyasında ve bilhassa İslam coğrafyasında “tarihin tekerrürü” misali, Hz. Ali ile Muaviye’nin ve Hz. Hüseyin ile Yezid’in olaylarıyla benzerlik arz eden felaketlere şahit olmaktayız. Bu gün çok hareketli ve hararetli bir şekilde pürşer beşer; gayri ilahi olan batının batıl devşirmeli yasa ve kanun-nizamnamelerinin savunucusu olan yığınlara mümkün olsada sorulursa, eminim ki%99 Hz. Ali ile evladı Hüseyin’i haklı görerek, yanında olduklarının beyanını görürüz. Ama aynı katagorik kriterlere uygunluk arz eden kitleler, o zamanda dahi şimdiki gibi hâkim, egemen olan muktedir;
Amerikancı, Avrupacı, Rusya-Çin-Hindistan yani; Doğu veya Ortadoğu (adı Müslüman) blokçu sekülerist rüsva rüesaların, zulüm sarayları ve faşizan diktatör saltanatlarının yanında, koltuğunda, kumandasında idiler, şimdiki çağdaşları gibi...
Bu anlam bütünlüğü içerisinde daha önce olmuş bu gün olmakta olan ve gelecekte olması muhtemel olan evrenin tüm evrelerinde insanlık adına; tüm askeri, brokratik, resmi-sivil; ekonomik, ekolojik, biyolojik, sosyolojik, psikolojik, etimolojik, etik, etnik asimilasyon, inkar ve imha yolunda kullanılan; cebri, keyfi, küfri sistemlerin sistematik bir şekilde kullandıkları; silah, kalem veya kelam ile yapılan darbeleri ve bu darbeleri planlayan, yapan, yaptıran, fırsat veren yine resmi ve sivil, içerde ve dışarıda, ırk, din, mezhep ve coğrafik alan farkı gözetmeksizin her kim varsa, hiç birini ayırt etmeden; İlahi Nizam olan Kur’an’ın hükmüyle ve Peygamberin tecrübesi ve tatbikatıyla göklerin küreleri, yeryüzünün zerreleri adedince kıyamete kadar kınıyorum.
Ve işte Cenabı Allah’ın teröristleri ve darbecileri kınamasını Maide Suresinden mealen; iman-ı kamil, ameli salih olanların akl-ı selim mütefekkir havsalalarına havale ediyorum.
“Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir. O dilediğine azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” Maide:40 Bu İlahi hükmü okuyup, gördükten, duyduktan sonra “Gökte Allah yerde, ağamız, şeyhimiz, liderimiz, örgütümüz veya devletimiz/hükümetimiz…” diyen veya hakikatte bunu uygulamaya çalışan (bilerek veya bilmeyerek) müşrik olduğu halde kendini Müslüman zanneden zavallıları görüyoruz. Neuzibillâh… Oysa Rabbimiz'(cc)in fermanı aşikârdır: “Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir.” Maide:40
“Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla "İnandık" diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler: "Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun. O verilmezse sakının."
Allah kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir. Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır.” Maide: 41
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: