Edebi Söz Harmanı(25)

Müs­lü­man­lar ara­sın­da ola­bi­lecek en büyük fitne, her­han­gi bir ırki değer üs­tün­lü­ğü ce­ha­le­tiy­le ha­re­ket et­mek­tir. Kendi evi, ak­ra­ba­sı, ırkı, mil­li­ye­ti için helal da­ire­sin­de ça­lış­mak el­bet­te Kur'ani bir tav­si­ye­dir. Ancak baş­ka­la­rı­nı inkar, imha, asim­le ede­rek hu­ku­ku­nu çiğ­ne­mek, ilahi ikaz ile en büyük bağ­naz­lık, milli ta­as­sup ve ırk­çı­lık fit­ne­si­dir.

Kürt­le­rin kar­deş­çe dev­let­leş­me­si­ne karşı çı­kan­lar: Si­yo­nizm ve Haç­lı­la­rın Müs­lü­man­lar ara­sın­da kal­leş­çe düş­man­lık ekme ve etme emel­le­ri­ne hiz­met et­mez­ler mi? Bin yıl­lık kar­deş­li­ği bir ta­ra­fa bı­ra­ka­rak, ilahi vede be­şe­ri tüm hak ve hukuk nok­ta­la­rın­da helal olan ve ol­ma­sı ge­re­ken ada­let nok­ta­sın­da düş­ma­nın oyu­nu­na gel­mek ta­ri­hin ka­yıt­la­rın­da her zaman ken­di­ni okut­tu­ra­cak.

Ümmet ol­ma­yı kendi ırkı ma­na­sı­na ge­tir­me­ye ça­lı­şan­lar, mil­let ol­ma­ya in­dir­ge­yen­ler: Bi­le­rek veya bil­me­ye­rek Si­yo­nist Ya­hu­di­le­rin tak­li­di­ni ya­par­lar. Çünkü mu­har­ref Ya­hu­di­lik­te ırk/mil­let ve din bir­dir. Ya­hu­di­lik her iki­si­ni ifade eder. Bu du­ru­ma yel­ten­mek hakkı batıl kıl­ma­ya ça­lış­ma­nın ta ken­di­si­dir. Ya­hu­di­li­ğe pa­ra­lel bir ırk ta­as­su­bu­nun apa­çık fark­lı bir dil ile aynı emsal ifa­de­si­dir.

İna­nan­lar kı­na­yı­cı­la­rın kı­na­ma­sın­dan kork­sa­lar­dı, sa­va­şa gi­der­ken bile en sev­gi­li ev­lat­la­rı­na, kur­ban­lık koç­lar gibi kına yak­maz­lar­dı!

El­bet­te bir çok hik­me­te bi­na­en­dir ki Haz­re­ti Pey­gam­ber hiç bir kim­se­yi "Arabi" ola­rak isim­len­dir­me­de bu­lun­ma­dı. Oysa başka mil­let­ler­den İslam ile şe­ref­le­nen ve bir kısım maz­lum­la­rı "Kürdi, Ha­be­şi, Fa­rı­si"yi bo­şu­na­mı men­su­bu bu­lun­duk­la­rı mil­li­yet­le­riy­le isim­len­dir­di?

Bazı nadan el­le­rin art ni­yet­li ça­ba­la­rı bey­hu­de, öküz kal­ma­dı ki al­tın­da bu­za­ğı aran­sın. Trak­tör­le sü­rü­yor, bi­çer­dö­ver­le bi­çi­yor, uçağa bi­ni­yor, tank-top-fü­ze kul­la­nı­yo­ruz. İllada ara­ya­cak­sa­nız ev­ve­la öküz bul­ma­nız ge­re­kir. Bu­yu­run siz ara­ma­ya devam edin!

Bir mil­le­tin mah­ru­mi­ye­ti­ni, mah­ku­mi­ye­ti­ni, maz­lu­mi­ye­ti­ni dile ge­tir­mek ırk­çı­lık değil, ilahi bir emir, iman'i bir has­sa­si­yet­tir! Tam ter­si­ne bütün bun­la­rı gör­mez­den ge­le­rek, vede maz­lu­mun, mağ­du­run ya­nın­da yer al­ma­ya­rak za­li­mi des­tek­le­mek, zulmü azim ve bir nevi ırk­çı­lı­ğın kar­ne­si­ne en üst dü­zey­de not ver­mek­tir.

Her kim olur­sa olsun "Şa­hıs­la­rın key­fi­ne tabi olun­maz!" Bizim tabi ola­ca­ğı­mız düs­tur ev­ve­la Kur'an ve Sün­net­tir. Kur'an ve sün­ne­te uygun ha­re­ket eden ulu­laz­min em­ri­ne uymak şa­nı­mız­dan dır. Yoksa Kur'ana mu­ğa­yır ha­re­ket eden pa­di­şah, ha­li­fe dahi olsa sa­ha­be­nin hi­la­fı­na ha­re­ket edi­le­mez, ada­le­tin kı­lıç-ka­le­miy­le dü­zel­ti­lir.

Ölüm son­ra­sı ölüm­süz­lük; öl­me­den önce nef­sa­ni, şey­ta­ni/ib­li­si, şer yö­nüy­le öl­mek­le müm­kün­dür!

Kalp ve ruh (ma­ne­vi) ha­ya­tı ol­ma­yan­la­rın sa­de­ce ce­se­di ha­yat­la ya­şa­ma­la­rı, ya­şa­dık­la­rı dün­ya­la­rı ka­dar­dır.

Yüce Rab­bim(cc) tüm Müs­lü­man­la­ra mil­let ve ümmet olma yo­lun­da akıl, ba­si­ret ve uyan­ma şuuru ver­sin.

Si­yo­nist İsrail'i önce yok ol­mak­tan kur­ta­ran­lar ve daha sonra en önde ta­nı­yan­lar, Müs­lü­man Kürt­le­rin öz­gür­lük, hür­ri­yet, eşit­lik ve ba­ğım­sız­lık adına atı­lan meşru adım­la­rı­na par­mak sal­la­mal­rı ger­çek­ten kar­deş­lik hu­ku­ku, in­san­lık onuru nok­ta­sın­da doğru bir duruş mudur? Bu durum 1000 yıl­lık kar­deş­lik hu­ku­ku­na ya­kı­şı­yor mu?

Müs­lü­man mil­let­le­rin se­la­me­ti, üm­me­tin se­la­me­ti an­la­yı­şın­dan geçer. Fa­şizm tarih bo­yun­ca dün­ya­nın baş be­la­sı­dır. Bu gün dahi en za­li­ma­ne bir şe­kil­de bir büyük bela ve mu­si­bet ola­rak zul­mü­nü devam et­tir­mek­te­dir.

Dün­ya­da Müs­lü­man­la­rın her­han­gi bir kıt'ada veya coğ­raf­ya­da Şer'i Dev­le­ti veya İslami Bir­li­ği vardı da Kürt­ler'mi bo­zu­yor? Yoksa tersi bir durum söz ko­nu­su değil mi ki bu üm­me­tin bir­li­ği adına bütün bu çe­kil­mez fe­la­ket­le­re maruz kal­dı­lar? Her ehli iman/vic­dan ta­ri­hi ger­çek ve ge­rek­çe­le­ri ile dü­şün­sün!

Ey yer­yü­zü Müs­lü­man kar­deş­le­ri­miz! Yer­yü­zün­de nü­fus­la­rı 500 bin­den daha az olan nice Müs­lim ve Gayri Müs­lim dev­let­ler var. (on­la­ra helal ise) On­lar­ca mil­yon nü­fu­su olan Kürt­le­rin, Kendi Kadim Va­tan­la­rın­da, yurt­la­rın­da ve coğ­raf­ya­la­rın­da meşru bir ze­min­de, dev­let hakkı neden ol­ma­sın? (On­la­ra haram mı?)

Bu so­ru­nun ce­va­bı; Ku­ra­na-İsla­ma-Ha­dis ve Sün­ne­te göre her ne ise o ka­bu­lü­müz­dür. Tüm Kürt­ler, Türk­ler, Arap­lar, Peştu... maz­lum halk­lar için; Ya­şa­sın Ada­let, Eşit­lik, Hür­ri­yet, Öz­gür­lük, Barış ve Kar­de­şi­lik

Mümin iti­kat nok­ta­sın­da tek ter­cih­li­dir. Tüm ilah­la­rı ve sis­tem­le­ri­ni "LA İLAHE" diye ret ede­rek, Allah'ı ve tev­hit sis­te­mi­ni "İLLAL­LAH" di­ye­rek tas­dik et­mek­tir! Amel nok­ta­sın­da ise ilahi emir ve ne­hiy­ler her­ke­se isa­bet et­ti­ği ka­dar­dır.

Ko­mü­nizm, Fa­şizm, Ka­pi­ta­lizm... şe­hi­di ola­ma­ya­ca­ğı gibi, De­mok­ra­si­nin şe­hi­di ola­maz. Çünkü "De­mok­ra­si" tüm be­şe­ri ide­olo­ji­le­rin, nef­sa­ni ve şey­ta­ni hile, tez­gah ve oyun­la­rı olan izm­le­rin bi­leş­ke­si­dir. Bu ma­na­da hiç bir Müs­lü­man İsla­mın dı­şın­da her­han­gi bir sis­te­min hük­mü­nü Kur'an ve sün­net­le ay­nı­laş­tır­maz.

Madem "Vatan bir bü­tün­dür par­ça­lan­maz." O zaman bir böl­ge­yi di­ğe­rin­den, bir dili öbü­rün­den, bir halkı baş­ka­sın­dan, bir ili başka bir ilden yani An­ka­ra’yı Der­sim­den kim­ler neden ayı­rı­yor/ayır­ma­ya ça­lı­şı­yor? Bunu tarif eden­le­ri tarih tüm aşi­kar ka­rar­lı­lı­ğıy­la tarif etmez mi?

Bu ülke he­pi­mi­zin: Müs­lü­ma­nı­na, sağ­cı­sı­na ve sol­cu­su­na di­ri­si­ne ve ölü­sü­ne yeter! İlkesi ilkel olan­la­rın öz­gür­lük ül­ke­si olmaz. Ca­hil­ce ha­re­ket­ler her­ke­se zarar verir. her za­man­dan daha çok dik­kat­li olmak du­ru­mu var.

Kış­kırt­ma ve pro­vo­ka­tör­lük terör ve anar­şizm­dir. İlmi ta­rif­le; terör ve anar­şi­nin her tür­lü­sü­nü, her yö­nüy­le, her şart ve or­tam­da, bütün var­lı­ğım­la, şid­det­le kı­nı­yo­rum!