EF'AL-I KÜFÜR VE ELFAZI KÜFRÜ KINIYORUM! (2)
Yeryüzünün en güzel terbiyesine sahip olanlardan biri olan, ceddimiz ve evliyaullahın şahı Hz. Ali (Kv.) efendimize sorulduğunda "Ya Ali sende fevkalbeşer mükemmel bir terbiye, hayâ ve edep var. Bunu nereden, kimden öğrendin?" denildiğinde:
O mübarek Zat-ı Muazzam şöyle cevap verdi: "Ben bu edep/hayâ ve terbiyeyi, edepsiz, terbiyesiz ve hayâsızlardan öğrendim." Cevabını vermiş.
Ve âcizane ben görüyorum ki bu günlerde bir bahane ile terbiye, edep ve hayâyı rafa kaldıranlar, yâda buzdolabında donduranlar, hakikaten bize terbiye/edep/hayâ noktasında çok şeyi öğretiyorlar.
Oysa akıl tefekkürün, kalp imanın, ruh irfanın, vicdan merhametin merkezidir. Ancak çok iyi bilinmelidir ki lisan-ı hal ve lisan-ı kal bütün bu merkezlerin ef’al ve elfazların; membaının musluğu, panayır meydanının sergi salonu veya en anlaşılır bir tabir ile kütüphane arşivlerinin tercümanıdır. Bütün bu merkezlerin müşevveşiyeti, bulanıklığı, şek ve şüpheciliği, parslı ya da kalaylı parlaklığı, lisanın edep ve terbiye istikametinde elde edebildiği belağat ve fesahat tahtındaki imandan olan hayâ’nın aşinalığı ile orantılı olarak ortaya çıkmaktadır.
Atalarımızın şifreledikleri "Kişinin fikri ne ise zikri de odur" deşifreliği konumuzun özünün özeti mahiyetindedir. Görüyorum ki çok çirkin ve de hakikaten ahlaksızlığın daniskası olan bir darbe girişimi olayını bahane ederek, ağzıma asla almak istemediğim bir kısım ahlak, edep ve hayâ dışı laf-u güzafın bir diğerine karşı; "...alçak, namussuz, hayâsız, edepsiz, domuz, köpek, deyyus, rezil, kahpe, şerefsiz ve daha neler neler…?" kullanıldığı görülmektedir. Ve bunlarında ötesi en terörist gaddarlara ve en faşist canavarlara parmak ısırttıracak derecede vahşiyane taleplerinde " asılma, kesilme, ezilme, parçalanma.... ve daha neler neler…?"
Bu dehşet verici tabloda; Tv. ekranları, gazete, dergi ve sosyal medya sayfalarına ve sokak tabelalarına yansıyan/yazılan sözlerin ve fiillerin sahipleri görünürde; imanlı, mütedeyyin, akademisyen, mürebbi, müvekkil, vezir, molla, meşayih, baş vezir, mütevazı geçinen toplumsal refleksleri bakımından sayıları ve saygınlıkları azımsanmayacak kadar olan bazı zevatlarca sarf edilmekte.
Bu durum; tahkiki iman ve salih amel noktasında, müthiş bir tenakuzdur. Ve bayağı bir sukuttur. Etkin olan evrensel etik değerler açısında bir seviyesizlik ve erdemli olmanın karşıtlığıdır. Eminim ki bu durum; başta İslami ve tüm inançlarda ki ahlaki değerlerden, edep ve hayâdan yoksun olan, adeta bütün etik ve etnik dini ve milli kimliklerin, kişiliklerin, değerlerin erozyona uğradığı, adeta iflas ettiği ahlaksızlık panayırının bir nevi ihyası hareketidir!
Hâlbuki karanlığa küfretmenin aydınlığa zerre-miskal fayda vermeyeceğini daha önce vaizlerimiz, hatiplerimiz ve şairlerimiz Kur'an-ı Kerim ve Hadis-ı Şeriflerden aldıkları emir, nehi, ikaz ve ilhamla defalarca zikretmişlerdir. Bu konuda yazılan nice eserler mevcuttur ve bir kısmından elhamdülillah nasiplenmişiz.
Evet, âcizane beni yakından tanıyan, eşim, dostum, evlatlarım ve akrabalarım, en sık ve sıkı olarak tekrarladığım tavsiyem ve tebliğim şudur: "Başkalarının bin defa yanlış yapması bizim, sizin bir defa yanlış yapmamıza ruhsat vermez, fetva çıkarmaz!" ve "Başkalarının size veya başkalarına en galiz ifadelerle verdikleri cevap, biçtikleri rol bize, size zarar vermez ve temsil noktasına oturtamaz. Bizi veya sizi temsil eden kendi ifadelerimizdir." Kısaca özetlemek gerekirse: Yeryüzüde İlahi evrensel değerlere en hayâsızca saldıran, baskıcı rejimlere, onların savunucuları olan dalkavuk, softa teröristlere, şiddet ve baskıyı me'haz kabul ederek milletin kutsallarını, inançlarını, kültürel değerlerini, iradesi ile olan idarelerini devirmeye çalışan darbeci devrimlere ve devrimci düzenbazlara karşı dahi; Dinimiz İslam'ın İlahi kaynakları olan Kur'an ve Sünnetin ifadelerindeki "Kâfir, müşrik, münafık, fasık...) gibi elfazın dışında etik değerleri etkisizleştiren, belden aşağı aşağılık ifadeleri kullanmamak taraftarıyım. Bu çirkin eylemlerin ve kem sözlerin fiil ve faillerini kınıyorum.
Evet, onlar veya bunlar… belki daha fazlasını hak etmiş olabilirler. Ancak bunu, eğer varsa hukuka, adalete, yetkili mercilerin merceklerine havale ederek, birer tebliğci olduğumuzun şuurunda olarak hareket etmek ve hikmetli hareketin muktezasının sulh-selamet olduğuna inanlardanım. Ayet-i Kerimelerin ilahi ikazıyla "....bu günkü dost bildikleriniz yarınki düşman ve bu günkü düşman bildikleriniz yarınki dost..." ifadelerinin daha dünkü tecrübesi meydandadır. Adalet ve hukukun içtihadıyla cezai müeyyideyi uygulayan cellât dahi, katilin hak ettiği eylemi gerçekleştirirken hukukun öngördüğü usul ve hakkaniyetin dışına çıkınca katildir. Ona da hak ettiği gereken cezai müeyyide uygulanır!
“Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.” (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Bakara Suresi Ayet:286
Değerli dava arkadaşlarıma, dost ve okuyucu kitlesi sevdiklerime ve bir nebze olsun sözlerimi çarpıtmadan anlamaya çalışan akl-ı selim sahibi, mütefekkir ehl-i ferasete...
Saygılarımla..
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: