İlkesel biyolojik ve sosyolojik değişim (2)
Bu âyetlerde topraktan, dolayısıyla toprakta beslenip büyüyen bitkilerden alınan besin aşamasından başlayarak ana karnında ete kemiğe bürünmesine, tam bir beden halini almasına varıncaya kadar her bir insanın biyolojik yaratılış ve oluşum süreci on beş asır önce Resul'(sav)e gelen vahiy ile özetlenmiştir.
Böylece insan, bir yandan bedeninin menşei yönüyle basit bir topraktır; fakat öte yandan Allah’ın kendisine bağışladığı duyu, duygu, akıl, zeka, his, feraset, basiret gibi meleke ve özellikler sayesinde madde üstü bir çok yönü olan mükerrem bir varlıktır.
“Nihayet onu bambaşka bir yaratık halinde inşa ediyoruz” cümlesi insanın fizyolojik oluşum ve gelişimi yanında onu diğer canlılardan ayıran psikolojik ve mânevî donanımını da kazanarak eksiksiz, bağımsız bir kişilik halini almasını ifade eder. Bu âyette ve daha bir çok ayette ve bilhassa rahman suresinde ısrarla ve tekrarla Allah’ın insanoğluna sunduğu bütün bu ihsanları hatırlatılmakta, açıkça ve bazen dolaylı olarak ondan yaratıcısını tanıyıp şükran borcunu yerine getirmesi istenmektedir.
İlahi sanat olan tabiattaki bütün canlılar içinde gerek biyolojik gerekse sosyolojik ve psikolojik yönden en gelişmiş canlı kabul edilen insan, bilebildiğimiz kadarıyla Allah’ın dünyadaki en büyük sanat eseri olduğu için, bu âyetlerde insanın yaratılış serüvenini özetleyen ifadelerin ardından yüce yaratıcı, “Yapıp yaratan en güzel olan Allah çok yücedir” buyurarak âdeta en güzel eserinden övgü ile bahsetmiştir. Bu da Cenabı Allah'(cc)ın Kur’an’ın lisanıyla insana verdiği büyük değerin rabbani bir ifadesidir.
Xalq (yaratma) kökünden gelen xâliq kelimesi 14. âyette çoğul şekliyle (xâliqîn) kullanılarak yaratmanın (haşa) Allah’tan başkasına da nisbet edilebileceği zannedilse de, bu mana Rabbani yücelik ve olan ululuğ'a nisbet edilerek ortaya konulmuştur. Hakikatte “vardan yok-yoktan var” edebilme açısından “halk ve icat” ancak Allah’a mahsustur. Tefsirlerde Araplar’ın “xalk” kavramını, yoktan var-vardan yok anlamında değilde, “bir şey yapma, üretme” (sun‘) anlamında insanlara da nisbet ederek kullandıkları da bildirilmektedir. Bununla birlikte söz konusu olan “xalk-yaratma” kavramı müslümanlar arasında sadece Allah için kullanılmış, O’ndan başkasına nisbet edilmesi kulluk edebine aykırı görülmüştür.” [[ 3- : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 13-15 ]]
Mü’minun Suresinde Rabbimizin beyanıyla görüldüğü gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren geçirdiği devreler safha safha zişuurların ve bilhassa insanoğlunun nazarına sunulmaktadır. Bunlardan kendi bireysel yaratılış devrelerimizin gelişim, dönüşüm ve değişim merhalelerini anlamak, şüphesiz ilk yaratılışa da rehberlik etmektedir.
Yukarıdaki Ayet-i Kerimelerde geçen yaratılışla ilgili hususlara, Peygamberimiz(sav) bir hadis-i şerifte işaret eder: "Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) hâlinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir. Ona ruh üfler..." [[ 4- : Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi VIII, 114 ]]
Bu hadis-i şerifte zigot, morula ve blastula safhaları, derlenip toparlanma devresi (nutfe) olarak ifade edilmiştir. Günümüzde elde edilen embriyoloji ilminin tespitleri de insanın yaratılışında bahsedilen gelişim ve değişim devrelerine paralellik arz etmektedir.
İlahi bin bir hikmet ve takdirle yumurtalık kanalında hükümran bir fermanla döllenen yumurta, ana rahmine doğru indirilmeye başlar. Daha indirilirken mitoz hücre bölünmesi kanununa tabi tutularak çoğaltılmaktadır.
Ana rahmine gelen yumurta, plasenta (eten=eş) oluşunca mukoza ve kasları içine iyice yapışarak gömülür. Farklı bir ifade ile tıpkı tohum gibi rahim tarlasına ekilir. Bu gelişim ve değişim safhası, ayet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde "alaka" (Türkçede yapışan şey) kelimesiyle ifade edilir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: