İslam'i boyutuyla değişim
Değişim ve dönüşüme katkı sunmayan akademisyen, bilim erbabı, ilim âlimleri, kanaat önderleri ve toplum ve devlet başkanları bulundukları noktada ki etki alanları nispetinde topluma zarar verirler. Değişimden korkan önder ve öncülerin rehberliklerinde yürüyen ve sosyolojik, coğrafik, ekonomik kısacası kültürel açıdan değişime hazır olmayan toplumun değişmesi, dönüşmesi ve gelişmesi mümkün değil.
Evvela fertler kafa yapılanmalarını, ruhsal ve gönül dünyalarını değişime ve gelişime açık ve hazır tutmalıdırlar ki, değişim, dönüşüm ve beraberinde gelişime giden yol açılabilinsin. Bilgisi deneyimsel, ilmi bilimsel, rivayetleri gerçekçi kaynaklara dayalı bireyler, fıtri ve medeni cesaretle bazı yeni kültürel kavramlar ve fikirsel, düşünsel etkinlikler ve etkilenmeler tarafından devrimci/değişimci yâda gelişimci/atılımcı gelişim ve geçişlere giderek, etkilediklerine götürülerek faydalı yönde değişim, dönüşüm ve gelişim sağlar.
Cenabı Allah’(cc)ın Hz Âdem(as)den Hz Muhammed’(sav)e kadar gönderdiği “din” İslam’dır. Ancak imtihan gereği sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak değişim ve gelişim içerisinde olan insanların hidayette kalma ve sapmaları noktasında, yeniden tekâmül etmiş insanoğlu kullarına yeniden görevlendirdiği Peygamber ile tekâmül kanunu gereği, mütekâmil insan yetişmesi noktasında dinini yenilemiş. Adı İslam olduğu halde, sonradan batıl inançlar veya ulusal milli dinler haline getirilen muharref/miadı geçmiş/bozguna uğramış din ve inançları değiştirme, dönüştürme, geliştirme ve hakka erdirme noktasında Kur’an ahkâmını vazetmiş.
Şüphesiz ki Hak olan İslam Dini, "değişim ”in varlığını öncelikle kabul eder. Çünkü değişimin en büyük iki sembolü olan, Cenabı Hakkın en büyük tecellisi a) -Halk ve icat, b) -Hayat ve memat olarak sürekli gözümüzün önünde devam etmekte/ettirmektedir. Bu manada değişim birkaç yönüyle üç ana temel üzere kıyamete kadar devam eder.
Birincisi: Bizzat ilahi emir ve komuta ile yapılan maddi ve manevi değişim, dönüşüm ve gelişim.
İkincisi: İlahi vahyin emir ve direktifleri doğrultusunda veya müsaadesiyle insan teşebbüsüyle gerçekleştirilmeye çalışılacak olan mükemmelliğe, tekâmüle doğru, batıla karşı hakkı hâkim kılmada maddi ve manevi etik, evrensel değerler bağlamında değişim dönüşüm ve gelişim.
Üçüncüsü: Allah’(cc)ın verdiği ilim ve kudret kullanılarak, hakka karşı batılı gerçekleştirme noktasında, tevhide paralel, putperest, tağuti bir sistem ve yöntemle yapılmaya çalışılan müşrik, münkir ve küffar olan değişim, dönüşüm ve gelişim.
Birincisi: Bizzat ilahi emir ve komuta ile yapılan maddi ve manevi değişim, dönüşüm ve gelişim. Bu durum dahi en az üçe ayrılır.
1- Tekvini, fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişim: a) Halk ve icat, b) ölüm ve doğum,… Mevsimlerin değişimi, bolluk ve kıtlık, … hemen her konuda örnek gösterile bilinir.
2- Kelami vahyi ve İlhami değişim: Kısa kesmek için İslam'da değişimi tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ispatlayıcı olarak Kıble'nin değiştirilmesi noktasında konumuzu noktalayalım. “Biz senin yüzünün semaya doğru çevrilip durduğunu muhakkak görüyoruz. Artık seni hoşnut olacağın bir kıbleye muhakkak tevcih edeceğiz. Haydi, yüzünü Mescid-i Haram tarafına döndür. Ve her nerede bulunursanız yüzlerinizi onun tarafına tevcih ediniz. Ve şüphe yok ki kendilerine kitap verilmiş olanlar da bunun Rabbleri tarafından hak olduğunu elbette bilirler. Ve Allah onların amellerinden gâfil değildir.” Bakara: 2/144 Yani Cenabı Allah bizzat kavli/kelami emir ve direktifiyle bir değişimi gerçekleştirmiştir.
3- İnsanların gerek tekvini, fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişim noktalarında ve gerekse Kuran ve sünnete aykırı düşmeyecek kültürel, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik noktalarda; Kıyas ve içtihat yoluyla değişim, dönüşüm ve gelişim sağlamaları noktasıdır.
Yüce Allah'(cc) insanların görev bilinci ve kulluk sorumluklarını yerine getirme istemi ve emrini, namaz kılarken dahi Hz. Peygamber "Rükû”da iken kendisine vahiy yoluyla "Kıble'nin değişimini" emrederken tüm insanlara “değişim”i yol ve yöntemini en belirgin bir biçimde apaçık olarak ortaya koymaktadır.
İslam'ın en temel ibadeti olan namazda Allah, yön değiştirme emrini vererek, daha önce kulun yaptığı hareketin değişimini istemiş.
Sonuç olarak yüce Allah'(cc)ın Hz. Muhammed'(sav)in Kur'an ayetlerini yorumlamasına ve açıklamasına yani fiili, kavli ve takriri sünnetine izin vermiş.
Böylece tüm insanlığa örnek olan Hz. Muhammed'(sav)in rol-model rehberliğinde, Müslümanların kendi zamanlarındaki koşulları ve gereksinimleri göz önünde tutarak, Kur'an ayetlerini diğer kuran ayetleriyle ve o konuda varsa öncelikle peygamberin fiili, kavli ve takriri sünnetiyle şartlar ve imkânlar dâhilinde Kuran ve Sünnete aykırı düşmeyecek şekilde kıyas ve içtihat yöntemiyle yorumlama ve açıklama olanağı sağlamakta. Bu da değişimin hem adı, hem soyadı, hem adresinin ta kendisidir.
Çünkü “ Doğrudan doğruya Kuran’dan alıp ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” düşünce ve mantığı: Değişim, dönüşüm ve gelişimin dini anlayışı yıkmak, devirmek ve bozmak olmaması kaydıyla hakkın hâkim kılınmasına çalışmak, hedefe varma mesafesini kısaltmak, sıdka sadık kalarak doğru yolda ilerlemek İlahi bir emir ve peygamberi uygulamadır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: