İslam'i boyutuyla değişimin mihengi (4)
Çünkü ilk İlahi vahyin son halis hali olan en son İslam Din’ı, Allah katında korunmaktadır.
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ “Şüphesiz o Zikr’i (Kendisinden bahsedilen, konuşulan ilahi vahyi olan Şeriat ve Hakikat, Hakkaniyet düsturları, yasaları, ayetlerin cem’i olan Kur’an’ı-İslam Dini’ni) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da (son vereceğimiz veya vermeyeceğimiz vakite kadar) elbette biziz.” Hicr 15/9
Bu açıdan bakıldığında Müslüman’ın/Müslümanların problemi bir din-iman-inanç problemi değildir. Yani Müslümanlar olarak bütün zamanlar ve mekânlarda Bizzat şeriatın va’z edeni Yüce Allah(cc) tarafından kesinlikle korunan Kur’an gibi doğru yola iletici bir burhanı hakikat, hidayete erdirici bir nur kaynağı varken, elbette tamamıyla olmadığı zamanlar bile birçok yönüyle ve bir çok zaman Müslümanlar “Kur’an’ı-İslâm’ı” sosyal, siyasi, ekonomik ve aile ortamı yaşamlarına ve hatta devletsel yapılanmalarına, ilmi ve mimari, sanatsal hayatlarına yansıtamamaktadırlar. İşte bu yüzden Müslümanların “nefislerinde olan (iyilikleri çoğaltarak, yanlışları azaltarak/bitirerek) değiştirmeleri” gerekmektedir.
”Bir kavim (fert toplum), nefislerinde olanı değiştirmedikçe Allah, ona olan nimetini değiştirmez. Allah işitendir, bilendir.” Enfal 53
Nimet Dünya’da Mümin yada Kafir herkese vardır. Her insan çalıştığının karşılığı alacaktır.
”Kim dünya hayatını ve onun süsünü isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar.” Hud 15
”İbrahim: ‘Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahret gününe inananları ürünlerle rızıklandır’ demişti de (Allah: “Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o’ demişti.” Bakara 126
Enfal 53. ayetteki ifade olumlu ve olumsuz anlamda iki şekil olarak anlaşılabilir.
Bir birey, kavim, kabile, topluluk, millet veya ümmet Allah’ın emirlerini Allah emrettiği şekilde gözetiyor ve hayatın her noktasında Allahın zati ve sübuti isim ve sıfatlarının tecelliyatına karşı şirk koşmuyor, ilahi adaleti emrolunduğu vecihle yerine getiriyor, getirmeye çalışıyor ise Allah(cc) o fert ve toplumlara verdiği nimetini/nimetlerini ziyadeleştirir, eksiltmez. Ne zaman ki Kur’an’i haktan, imani hakikatten, İslami hidayetten, Rabbani rahmetten yüz çevirir, küfre sapar, batıla tapar, dalline uyarlarsa…? Ve böylece fert olarak nefislerine ve toplumsal olarak hemcinslerine ihanet ederlerse: İlmi sonsuz, kudreti nihayetsiz olan Allah(cc) böylesi bir durumda onlara olan nimetini/nimetlerinin şeklini, şimalini, rengini, hükmünü, hâkimiyetlerini değiştirir, dünyada zillet ve meskenet, ahrette şedit ve sürekli/uzun vadeli azap verir. Kur’an’i Kerimde Yüce Rabbim tarafından ibretlik olarak bizlere anlatılan iki bahçe sahibinin örneği veya Firavun, Sebe, Salih, Hud Kavimleri, İsrailoğullarının başlarına gelenlerin Kur’an Kıssalarında anlatılması bu duruma en iyi birer örnektir.
Bunun tersi olarak bir durum ve vaziyette direk veya endirek kötü, batıl inanç ve su-i amel üzerinde olan bir birey, kavim, kabile, topluluk, millet veya ümmet nefislerini kirleten bu yırtılan sosyal hayatın huzur ve güven atmosferini temizleyerek, onararak değiştirip, dönüştürmedikleri ve bilhassa nefislerini, hükmi şahsiyetlerini, maddi ve manevi fizyolojik ve psişik kişiliklerini, yani kendilerini düzeltmedikleri sürece Allah (cc) onlara olan nimetini/nimetlerini değiştirmez. Cenabı Hak(cc) onların layık olmadıkları, din ve dünya hakkındaki nimetini/nimetlerini arttırarak içerisinde bulundukları durumlarını değiştirerek düzeltmez. Yunus(as)in Kavmi bu ilahi ikazlara uyarak kendilerini kötü gidişattan arındırarak, iyiye, sıratı müstakime, hakka ve adalete doğru yol alarak düzeltenleri güzel örneklerindendir. “Yunus’un kavmi müstesna, (halkını yok ettiğimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halkı, keşke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanları kendilerine fayda verseydi! Yunus’un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.” Yunus 98:
“Müslümanların değişim konusunda bulundukları acizlik, büyük ölçüde psikolojik (nefiste olan) değişim yasalarının açık-seçik bilinememesiyle ilgilidir. Ancak, sıkıntı bununla da sınırlı değildir. Müslümanların her sahayla ilgili problemleri çağdan çağa aktarıla aktarıla neredeyse içinden çıkılmaz boyutlara ulaşmıştır.” Cevdet, Sait, Bireysel ve Toplumsal Değişmenin Yasaları, 2.b., çev. İlhan Kutluer, İstanbul, İnsan Yayınları, 1986, s. 33.
Allahın koyduğu bir yasa, düstur (kanun) olarak açıkça belirttiği, “marufu/iyiliği emretme ve münkeri/fenalığı nehyetme” Al-i İmran, 104. hükmü hayra dönük olup nefislerdeki değişmeyi, dönüştürmeyi ve gelişmeyi takip edecek olan bireysel ve toplumsal değişme gerçeğinin gecikmiş veya unutulmuş olması, Müslümanların bireysel ve toplumsal: sosyal, siyasal, ekonomik, devlet ve millet olarak problemlerinin çözümünü geciktirmektedir.
Rabbimiz Kur’an’da belirtildiği gibi “Nefislerin Değişmesi”nin beraberinde getireceği bireysel ve toplumsal değişme, Vahyin kaynağını, sahih sünnetin gölgesinde, içtihadın hakiki zeminini oluşturabilir. Ta başından beri İslam hükümranlığının başlangıcından onuncu yüzyıla kadar, ilay-ı kelimetullah istek ve arzusunun hâkimiyet azmiyle öncelikle nefislerdeki değişme ile ferdi ve içtimai noktalarda çok muazzam bir dinamizm sergilemiş ve bu durum dahi her türlü değişime, dönüşüme ve gelişmeye zemin hazırlayarak sağlıklı bir içtihat ortamının önünü açmış. DEVAM EDECEK…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: