Kudüs'ü Şerif Ne Zaman ve Nasıl Kaybedildi?
1516'da Mısır seferi için İstanbul'dan hareket eden Osmanlı İslam-Ümmet Hilafesi Yavuz Sultan Selim, hedefinde iki önemli şehir vardı: Kudüs ve Kahire...
Yavuz Sultan Selim, Komutasındaki Osmanlı Ordusu, Halep yakınlarındaki Mercidabık'ta Kölemen Ordusunu kısa denilecek bir zamanda yendikten sonra önce Halep’i ve hemen ardından Şam'ı teslim almış, üç ay sonrada Filistin-Gazze önündeki karşı tarafın cılız direnişi aşarak muhteşem bir törenle Kudüs'e girmişti. Böylece Kudüs, artık bir Osmanlı Hilafet-i İslam Ümmeti toprağı idi.
Osmanlılar 1516 yılında, şenlik alayı ile girdiği bu kutsal topraklarda tam dört asır (400’yy) hükmetmiş ve sonunda 9 Aralık 1917'de geride yüzlerce eser ve kahramanlık öyküleri bırakarak terk etmişti.
1.Dünya savaşında Filistin’de de bir cephe açılmış, İngilizlerin önderliğindeki İtilaf Devletleri ile Osmanlılar kanlı bir savaşa başlamışlardı.
1917 Ekim'inde General Allenby komutasındaki 130.000 kişilik işgalci İngiliz ordusu Gazze'yi kuşattığında bu durum ile birlikte maatteessüf Kudüs’ün akıbeti de belli olmuştu. Alman subaylarının da yer aldığı Osmanlı Ordusunun hali ekonomik, siyasi ve askeri imkân bakımından içler acısıydı. Siperdeki askerin üzerinde neredeyse üniforma bile yoktu. Cephaneleri tükenmişti, Kumanyaları bitmiş ve cephede yarı aç yarı tok olsalar da, inandıkları kutsal değerler uğruna şehadete dek savaşmak zorundaydılar. Bu durumdaki kahraman Müslüman Osmanlı askerleri kuşatmaya ancak üç ay direnebildi ve sonunda İngiliz 20. Kolordusu karşısında çekilmek zorunda kaldı.
Osmanlı İslam Birlikleri geriye çekilirken amaçları Yarmuk Nehri'ni geçip orada direnmekti. Bunu sezen İngiliz Albay Lawrence, Şerif Hüseyin liderliğindeki hain gruplarla işbirliği yaparak, demiryolu ve köprülere sabotajlar yaptılar, erzak depolarına saldırdılar. Müslüman Osmanlı Ordusu içerden bir kısım Şerif yanlısı hain, münafık Araplardan, dışarıdan kurnaz, kâfir İngiliz zalimlerden büyük bir kuşatma altındaydı; ancak buna rağmen teslim olmuyorlardı.
General Allenby anılarında bu tabloyu şöyle çiziyor:
"Osmanlı Müslüman Askerleri , delice bir mücadele gücüne sahip. Savaş kabiliyetlerini belki tamamen yitirdiler ama hala çarpışmaya devam ediyorlar. Bir avuç Müslüman askeri siperlerde mahpus olduklarını bile bile ateşi kesmemeleri ve mücadele etmeleri yüzünden zaman kaybediyoruz." şeklindeki cümlelerle reel bir gerçeği ifade ediyordu.
İngiliz birlikleri 16 Kasım'da Kudüs'ün liman şehri Yafa'ya çıktılar. Osmanlı İslam-Hilafet Ümmet Askerleri tüm yokluk ve yorgunluklarına rağmen burada üç hafta boyunca imanlarının gereği, kutsal vatan uğruna, ilahi rızaya, şehadetle kavuşma aşkıyla göğüs göğüse savaşarak ve kahramanca direnebildiler.
Bu direniş ve mücadele cihadında sadece Kudüs savunmasında 30.000 İslamın Hilafet-Ümmet evladı olan mücahitler şehit oldu. Osmanlı Ordusunun Zeytin Dağı eteklerinde haftalarca süren savunmasından sonra ne acıdır ki Kudüs bir kez daha olması gereken muhahhid ellerden koparılarak müşrik zalimlerin egemenliğine esir düşmüştü.
9 Aralık 1917'de Osmanlı İslam-Hilafeti İmparatorluğu Askerleri Kutsal Kudüs’ü Şerifi hüzünlü, yaslı ve gözleri yaşlı bir şekilde ağlayarak terkettiler. Ve o günden bugüne Filistin ve mazlum mübarek halkı ile birlikte koca bir ümmet hep birlikte hala ah-u fiğan ile ağlıyor. 11 Aralık günü Kudüs’e giren İngiliz General Allenby. . "Artık burada Selehaddin'in torunları ve Osmanlı İslam Orduları olmayacak" şeklindeki ifadelerle kendi yoldaşlarına uzun vadeli umut ve teminat veriyordu..
İşte özetle: Kudüs’ü Şerif ve diğer İslam coğrafyaları Şerefsiz Vezirler, Şerifler vs’ler yüzünden bu güne dek süren bu çok hazin hikâyesi. Allah(cc) İslamın İk Mabedi, Kıblegahı, Payitahtı Peygamberi Mi’racın önemli ikinci durağı Kudüs’ü Şerif şehrinin ve diğer İslam coğrafyalarının iradesi ve idaresini tekrar Hallak, Kadir ve Fettah olan Cenabı Allah(cc) Vahyin vahdaniyet'i ile hayat süren Müslümanların iradesiyle idare edilmesini nasip ve müyesser eylesin Amin….
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: