Kürt sorunu ve çözümü var mı?
Tıbbi tedavilerde hiç bir hastalık tetkik edilerek, yeterince ve gereğince araştırılarak tahlil, tespit ve teşhis edilmeden, iyi-şifalı sonuç verecek bir tedavi edilemeyeceği gibi, toplumsal refleksleri olan sosyolojik sıkıntılarda da metot istisnai farklarla aynıdır. Aksi durumlarda verilen her süreç, yapılan her müdahale, kullanılan her ilaç ve denen her yöntem hastalığı, sorunu biraz daha içinden çıkılmaz hallere sokar. Maddi ve manevi yönden daha farklı bedeller, imkanlar ve fedakarlıklarla daha uzun vade ve çetin mücadeleleri gerektir ki bu son derece sakıncalı bir durumdur. Gün gelir hiç beklenmedik sonuçların sonucuyla karşılaşılabilir.
İşte iki asırdır dünyanın küresel ve bölgemizin iç ve dış dinamikleriyle baş belası haline gelen, getirilen "Kürt Sorunu" bu haliyle acilen doğru zamanlama ve teşhislerle tedavi edilmesi gereken bir çok yönlü vakıadır. Bugüne kadar hiç bir şey yapılmadı denilemez. Ancak yapılanların ekseriyetle tarihsel ve coğrafi, siyasi ve sosyoekonomik boyutlarının ne derece bilimsel olduğunu görmekte fayda mülahaza ediyorum.
Kürt Sorununun Çözümünde Denen Yollar:
1- Yok saymak/İnkar etmek. Nice tezler,sentezler geliştirildi, sahte tarihler, komplo teoriler, kitaplar, ansiklopediler yazıldı. Allah'ın var ettiğini (birilerince inkar edilse de) hiç kimse yok edemedi ve edilemez.
2- İmha etmek/asimetrik soykırıma uğratmak: Bazen gerici/şeriatçı, bazen bölücü kafir isyancı, bazen hain ajan olarak nitelendirilerek; (Mahabat'da, Barzan'da, Zilan'da, Halepçe'de,Kobanide...) kimyasal silahlar kullanılarak, tek-tek ve topluca öldürülmeler gerçekleştirildi, bu konuda her yol mubah sayılarak denendi bitmedi gittikçe azgınlaştı..
3- Asimle etmek,evrenselleştirerek dönüştürmek: Eril-dişil çiftlerle Yatılı Bölge Okullarda mecburi kılınarak anadilleri yasaklandı, konferanslar, tiyatrolar, piyesler, filmler, okuma yazma seferberlikleri, ağalar-beylere sertifikalar, şecereler düzenlendi yine olmadı ve nihayet tam tersi bir durumun realitesiyle karşılaşarak dönüştürülemedi, değiştirilemedi, asimle edilemediği gün gibi aşikardır.
Ve maalesef hala tüm şiddetiyle (sorun olduğunu söylemek kimi ülkelerde yasaklansa da) başta Ortadoğu'nun ortasında ve genelde ekseri dünyanın baş ağrıtıcı bir öncelikli sorun olarak devam etmektedir. Eğer amiyane bir bakışla bütün bu ifadelerimiz samimi, reel ve doğru ise, her sorunun mutlaka başka yollarla çaresi var olduğu gibi bu sorununda vardır. "Bin Yıllık Kardeşlik Tehlikede!" başlıklı araştırma kitabımızın alt başlığında "Açılmayan kapı yok mesele anahtar bulmaktır" demişiz.
Şanı ve Keremi Yüce olan Rabbimiz, başta Ülkemize, İslam alemine ve tüm dünyaya Rabbani huzur, saadet ve adalet temelinde, kalıcı bir barış ve güvenle/güvende yaşama standardı nasip eylesin.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: