Mevcut Positivist İlmi Verilerin Yetersizliği
Tarih 1985 Güneydoğu Bölgemizin bu kadirşinas ve şirin bölgesinde: Siverek (Tarihi İl'inin) Karageçi Nahiyesinde İmam-Hatiplik ve Kur'an Kursu Öğretmenliği yapmaktayım.
Siverek Merkez Ciritmeydan Camii civarında oturan ehli tasavvuf ve muttaki bir mübarek zat olan, Sofi Ömero Kınık (Bin barekallah, hala yaşıyor) lakabıyla meşhur bazalt taş ustası, birkaç gündür nahiyenin etrafındaki kocaman bazalt taşları ustaca yararak, kırarak kapı eşikleri üzerine konulacak uzunca "nihit" taşlar çıkarmaya çalışıyordu. Öğle namazını camide cemaatla beraber kılmıştık. İkindi namazına hazırlık için camiye doğru giderken, Sofi Ömerin bağırarak beni çağırdığını duydum. Bir evin dambaşına çıkarak etrafıma baktığımda, uzaktan el sallayarak "Buraya gel!" dediğini gördüm.
Bir endişedir beni kaplayan. Koşar adım giderken yolda: Acaba balyozmu bir tarafına değdi? Taş parçasımı gözüne fırladı? Yılan-akrepmi ısırdı....? Bu manada çok hızlıca bir sürü gaile ve sorular geçti kafamdan! Yaklaştıkça Sofi Ömerin rengi-benzinden endişelerim azaldı. O endişelendiğimi görünce: "Merak etme Sayın Hocam, tehlikeli herhangi bir durum yok. Benim için bu kaçıncı defadır, ancak yine çok antika bir durumla karşılaştığım için sizlerede bu antika olayı göstermek istedim, hepsi bu kadar!"
Sofi Ömer-i Kınık önündeki taşın büyüklüğünü, sağlamlığını ve niçin, nasıl kırdığını bir güzel Kürtçe/Dımıli anadiliyle anlattı. Ve iki masa büyüklüğünde ve genişliğindeki simsiyah bazalt taşın ortasında bir insan kafatası kadar boş ve içi adeta beyaz nikalajlı bir yerin içinde şehadet parmağı uzunluk ve kalınlığında, yemyeşil bir kurtçuk, kurdun ağzının önünde yonca yaprağı büyüklüğünde biraz pılastikimsi bir tarzda yemyeşil bir yaprak... Kurtçuk ve yaprak her biri tek başına ve yapraktan herhengi bir koparılma, yeme yok. Fe subhanallah! Kimbilir kaç bin belkide kaç milyon... yıldır oracıkta duruyordular? Anasız babasız, evlatsız, köksüz, dalsız, budaksız.. nasılda var olmuşlar? Kim tarafından hangi bilimsel/ilmi plan ve proje ile nasılda mükemmel yaratılmışlar?
Böyle bir durumu çok küçük yaşlarda, daha önceki yıllarda, tarlamızda taş kırarken Rahmetlik Babam'da bizlere göstermişti. O zaman babamın secdeye kapanarak Allah'(cc)a hamd, sena ve şükür ettiğini hatırladım ve aynısını secdeye vararak yapmaya çalıştım. فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ ﴿١٧﴾ وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ ﴿١٨﴾ Yani "Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur."(30/RÛM-17-18: ayeti celileyi okudum. Sofi Ömer ile beraber tefekkür etmeye, Rabbimizin isim ve sıfatlarının tecellilerini zikrederek anlamaya çalıştık.
Şimdi sormak isterim.!!!???
S 1- Hani güneş ışınlarının ulaşmadığı yerde fotosentez meydana gelmez, kromofilleşme, yeşil renk oluşmuyordu. Oysa güneş ışınlarının bu kalınlık ve en ufak bir delik ve çatlaklığı olmayan bu sağlamlıktaki bir bazalt taçın ta derinliğine ulaşma imkan ve ihtimalı mümkün değildir. Kurtçuk yeşil, yaprak yeşil. Kocaman kapkara bir bazalt taşın ana merkezinde, adeta anarahminde, bembeyaz taştan nikalajın adeta bir kafatası boşluğunda yemyeşil canlı bir kurtçuk ve yonca model bitkisel bir yaprak...?
S 2- Hani hava/oksijen, su, enerji/ışık ve toprak bu dörtlü hayatın standart kaynağı olmadan hayat olmazdı? Görüldüğü gibi burada dördününde esamesi yok...? Kurtçuk hayvani canlı, yaprak bitkisel canlı...? Nasıl olur ki bu durumda tam anormal bir ortamda, tam normal olarak mükemmel bir hayat ve saltanat sürüyorlardı?
S 3- Hani her şey sebepler daireside, silsile yoluyla, bir diğerinin devamı olarak oluyordu, doğuyordu,....? Burada ne kurtçuğun ana-babası var, ne bitki/yaprağın tohumu, kökü bulumamaktadır.? Günümüz biyoloji ilminin gerçekliği nereye kadar doğru ve sağlam verilere dayanmaktadır?
Şimdiki pozitivist akla, bilimsel verilere, teknolojik tasarıma, genetik harita mühendislik çalışmalarına tamamen aykırı olan bu durum, ama gerçek ve reel bu duruma ne demeli.?
Bu mucizevari durumu o zaman Cuma Günü vaaz ve hutbemde cami cemaatılada paylaştım. Kaldıki bu işte uzun zaman uğraşanların çok nadiren böyle durumlarla karşılaştıklarını sonraları duydum. Demekki bu durum geçmişten günümüz dünyasında bir defaya mahsus tek başına istisnai bir durum değil. Öyle ise bilim adamlarımızın Kura'n-ı Kerimdeki İlahi ferman olan emri "Kün Fe ye Kün- Ol der, Oluverir." fermanını bir kez daha derinden Allah'(cc)ın zati ve sübuti isim ve sıfatlarını tefekkür ederek incelemeleri vede tahkiki bir iman ile:
“Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümît ve hüve hayyün lâ yemût biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” Yani: “Allah’dan başka ilâh yoktur, O birdir ve dengi, ortağı yoktur. Mülk O’nundur ve hamd O’nadır. Diriltir ve öldürür. Kendisi ölümsüz hayat sahibidir. Hayır O’nun elindedir ve O herşeye muktedirdir” diyerek teslim olmaları gerekmez mi?
"Hiç şüphesiz, rızkı veren O, metin kuvvet sahibi olan Allah'tır." (Zariyat Suresi, 5 ayetiyle insanlara bilinmesi ve inanılması gereken bir gerçeği hatırlatmıştır. Ve Şanı Yüce Rabbimiz şöyle hitap eder: "Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde (altı fasıla, dönem, proje ile) yarattı, sonra Arş8tüm var ettiklerinin) üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine âmâdedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (7/54) ve bu manada çok sayıda ayet ve hadis bulunmaktadır.
Bediüzzamanın ifadesiyle: "...Herşey ona nisbeten birdir. Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir. Mektubat/Hakikat Çekirdekleri/ (s:663) ve yine: "Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi (Güneş Sistemini, galaksileri) de o (yaratmış ve) tanzim/dizayn etmiştir." İlk Dönem Eserleri/Nokta Risalesi/ (s:176) Allahü teâlânın, hiçbir işinde ortağı yoktur. Şüphesiz her varlığın yaratıcısı yalnız Allah'(cc)tır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
"Yaratmak Allah’a mahsustur." [Araf 54] "Yaratıcı ancak Rabbindir." [Hicr 86] "(Var olmuş olan ve var edilecek olan) Her şeyi yaratan Allah’tır." [Zümer 62] "Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır." [Saffat 96] Ve çok net olarak anlaşılıyor ki Cenab-ı Hak, kainat ve mümkinatın her zerresininin yaratıcı bizzat kendisi olduğunu ve başka hiç bir ortağının bulunmadığını bildirirken, yaratılmış olan insana haşa yaratıcı denmez.
Allah'ın selamı,rahmeti,mağfireti, yardımı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun. Değerli dostlarıma dua eder ve Alemlerin Rabi katında makbul olan dualarını beklerim.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: