22 Aralık’ta belirlenen asgari ücret birçok işvereni tedirgin etmiş vaziyette, çalışanın iş saatini mi uzatayım yoksa çalışan sayısını mı azaltayım derken tam asgari ücreti vermemek için akla karayı seçen patronlar geceleyin yataklarında iki defa sağa sola dönmeden yattığını düşünmüyorum.
Sonuçta gariplerim o parayı tırnaklarıyla kazanıyor ve hiç emek sarf etmeden 8 saati bile doldurmayan elemanlara veriyor. Sonuçta 8.500 TL çıkacak her ay patronların cebinden onun için bana göre çalışanlar 8 saat değil 18 saat çalışması ve hatta iş yerinde biten işlerden sonra işverenin evine gidip oranın da temizliğini de yapması lazım.
Durum böyle olursa ancak o aziz ve muhterem patronların hakkını veririz. Umarım yukardaki ironiyi anlamısınız. Normal çalışma şartlarında 8 saat eşittir asgari ücret. Gel gelelim Şanlıurfa’daki işverenlere ve işçilere, verebilecek miktara, ölüyoruz, bitiyoruz, martavallarıyla işçinin alacağı asgari ücret miktarını azalmak için çeşitli duygu sömürü naraları atan patronlar işçiden çaldığı paraları kim bilir kimlere hoş görünmek için hangi masalarda meze yapacak. Ama sorarsan kriz var, geçinemiyoruz, burası ekmek teknemiz bu duygu sömürüsü dolu sözlere artık işçilerin kulak asmaması lazım. Çünkü işveren işçiler sayesinde ayaktalar onların emekleriyle kendilerine bir yerlerde koltuk bulabilir ve bir masaya yancılık elde edebilirler.
Ondan dolayı işçi ne zaman sahip olduğu o kudretin farkına varırsa işverene boyun eğmeyecek ve şimdiye dek mahrum edilen haklarına da alabilecek.
Yani demem o ki yeni dönemde bakalım kaç tane babasının oğlu 8 saat işçisini çalıştırıp asgari ücreti el rahatlığıyla verebilecek. Çünkü Müslüman olduğunu iddia edenlerin yediği en büyük lokma iş verenden çaldığı lokmadır. Ve işvereninde ahı da büyük olduğu kadar zehirlidir öyle ya da böyle bir gün boğazda kalacaktır. Şimdiden herkese bol şans…
Yorumlar
Kalan Karakter: