Şanlıurfalılar gerçekleri, medya yerine evlerinin pencerelerinden bakarak veya bizzat sokağa çıkarak öğrenmeye başlamışsa, medya patronları, demek ki bu şehirde bazı şeylerin değişmesini istemiyordur.
Eğer bir gazete patronu, yobazlaşmış ve yozlaşmış ilişkilerin devamında çıkarı olanlardan oluyorsa,
Basın özgürlüğünün ve demokrasinin önünde engel oluyor demek ki.
Eleştirilerin dozajlarını bahane ederek, elemanlarına baskı uyguluyorsa veya çalışanların yaptığı haberler üzerinde birilerine korku vermeye çalışıyorsa medya patronları demek ki gerçekten bu sektörden hala kendilerine bir şey katmamışlardır.
Eğer bir medya patronu, banka ve inşaat gibi ekonominin diğer temel sektörlerinde de iş yapıyorsa, bu medya kuruluşlarını, siyasetçilerin iradesine bırakıyorsa ve ya yerel yönetimlere bu kuruluşları yem ediyorsa, basın özgürlüğüne zarar veriyor, halkın bilgi alma hakkını gasp ediyor demektir.
Eğer bir medya patronu, ekonomiden pay alma aç gözlülüğüne yenik düşüyorsa, gazete ve televizyonlarındaki, haber ve yayınların içeriğine kızıyor ve bu yüzden kızdığı bu haberleri yapanlara mobbing uyguluyorsa demek ki gerçekten geldiği köyün çamurunu hala üstünden atamamışlar demek ki.
Kimseye gazetecilik dersi verme, gazeteciliğin nasıl olacağı ile ilgili ders verme gibi bir hakkım ve haddim olmadığını biliyorum. Zaten 3 yıldır bu sektördeyim ama bu süre zarfında tüm medya patronlarının geçmişten şimdiye kadar yaptığı birçok olaya vakıfım. Meslek icabı insan içinde bulunduğu sektörün insanları araştırması gerekiyor. Fark ettiğim tek şey dün ki medya patronlarının tutumuyla bugünkü medya patronlarının tutumu arasında 360 derece fark olduğu. Siyasi baskıdan mı korkuyorlar yoksa 3 kuruşluk yayın bedelinden mi anlamış değilim. Zaten belediyelerden alamadıklarını ucuza eleman çalıştırarak çıkardıklarını düşünüyorum. Ve buna ses eden değerli meslektaşlarımın olmadığını da düşünüyorum. Bilgisiyle donanımıyla medya patronlarını ve dernek başkanlarını 3’e 5’e katlayacak meslektaşlarım sırf göze batmamak için boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Ama yine de medya itaatkâr olmaz. Medya, halkın doğru bilgi alması için, halkın doğru bilgilendirilmesi için çalışır.
Gelişmiş, demokratik ülkelerde Medya kuruluşlarının, Ticari çıkarlardan bağımsız olarak, halkın haber alma hakkını garanti altına almaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu Medya kuruluşları, partizan bürokratlar yerine, bağımsız profesyoneller tarafından yönetilmesi gerekiyor.
Son olarak iki kelimeyi bir araya getiremeyen medya patronlarına diyeceğim gazete denilen kavram, sadece ticari bir ürün değildir. Sosyal ihtiyaçtır. Arz-talep dengesini parayla kuramazsınız, anca haberle-bilgiyle kurabilirsin.
Yorumlar
Kalan Karakter: