İnsanoğlu doğası gereği ilgi ve sevgiden dolayı cüretkâr olabiliyormuş, dünyayı kendi etraflarında küçük dağları da kendilerinin yarattığını zannediyorlar. Oysaki sevdiğin kadar iyi, sevilmediğin kadar kötü olduğunu bilemiyorsun.
Bazen duygularına, bazen heveslerine, bazen isyancı tarafına yenilip koskocaman hayalleri ve gayeleri bir çırpıda yıkma girişiminde bulunabiliyorsun fark etmeden. Oysaki insanoğlu bence atığı adımın ne kadar yarar ne kadar zarar getireceğini, kendisine ne katıp ne götüreceğini düşünmesi gerektiğini bilmesi gerekiyor.
15 yaşından sonra artık iyi ile kötüyü ayır edebilen bir insanın bir anlık heyecana kapılıp bütün planları projeleri yıkma girişimi hata değildir. Çünkü hatalar tek sefere mahsustur, ikincisi artık tercihe giriyor. Onun için yaptığınız tercihleri hata diye kabullenmesini beklemeyin, hayatında olduğunuz ve hayatına girmeye çalıştığınız insanların hedeflerine ve hayallerine karşıt söylemlerde bulunmak onları kırıp dökmek yerine biraz daha sabır etmeniz ve ona destek olmanız gerekiyor.
Her yerde isyancı, fark edilme, muhalif tavrınızı koymaya çalışmayın, hayata güzel şeylerde var hayata negatif bakarak insanı olumsuza yönlendirmeyin, yaşadığımız bu zorlu süreçte insanın insana destek olması gerekirken ona köstek olmanız karşıdaki insanı içten içe bitirme ve size karşı olan tavırlarını değiştirmeye sevk ediyor.
Hayata olumlu bakmaya çalışın toplumda, siyasetçilerde, öğretmenlerde ve bütün insanlıkta sorun aramak yerine kendi eksiklerinizi görmeye çalışın, zayıfsanız güçlenin ama sakın ola güçlü olanı tartışmaya kalkmayın, çünkü o gücü elde etmek için gecesini gündüzüne katmış büyük çabalar vermiş, yaşadığınız birçok şeyden feragat etmiştir. Yaptığınız hareketler karşıdaki insanı küçük düşürmez, zaten başkaları üzerinde prim kasmak aslını taklit etmektir. Eskilerin bir lafı vardır, açıktan düşmanlarım bana gizliden hayran olduklarını söylüyorlar.
Ehliyete ve liyakatten her seferinde dem vuranların dünden bugüne kendilerine ne kattıkları göz önüne koyulduğu zaman mırıldanmaktan kem kum etmekten papağan gibi tekrara düşmekten başka bir şey yaptıkları çıplak gözle görülmüyor. Ama çalışıp emek verip bir yerlere gelmiş insanlara dil uzatıp çamur at izi kalsın imajını yaratmaktan da geri durmuyorlar sığ kafalılar. Kafalarını yastığa koydukları zaman ne kadar ehliyet ve liyakat sahibi olduklarını kendi kendilerine bile söylemekten korkanlardır muteber mevkilerde olan kişilerin ehliyet ve liyakatini tartışıyorlar. Çocuk gibi ağlayıp, birilerine basarak bir yerlere gelmeye çalışanların, giderek değer kaybettiği sarf ettiği çabandan ve duygu sömürüsünden beli oluyor. Onun için hayatınızı başkalarını eleştirmek yadırgamak için değil kendi kendinizi geliştirmeye odaklanın. Onun için kendinizi dünkü kendinizle kıyaslayın.
Yorumlar
Kalan Karakter: