Gökteki Zindan
Kaosa sürüklenenlere, yaşamlarına hayıflanırken, fısıltılı rüzgârın yüzlerini okşaması, gece vakti ay ışığı, bir çiçeğin büyüleyici kokusuyla son nefesmiş gibi ciğerlerini doldurması, bir yağmur sesini duyma, kara dokunma ve bir insanın o güzel gülüşünü paylaşması yetmez mi? Bunlarla yetinilemez mi?
Sonra soruyor yüzünü hiç göstermeyen, en derinlerde kendini gizleyen, hiç gün ışığından payını almamış ama, kendi bahçesinde ışıksız açtırmış çiçeklerini, sonra onları yine kendi karanlığında boğmuş tarafım:
Neden her soruma cevap aramaktayım?
Sorularımın cevabı, düşüncelerim gibi hiç anlaşılmayacak. Susturuyorum onları, ama gitmeyecekleri belli değil mi?
İnsanlar hiç bir şeyi bir türlü tam anlamadıklarından kendilerini bitirdi. Diğer İnsanlara duyarlı davranacaklarına, onlara adeta zarar verdiler. Bir insanın sırtına yaslanıp, aslında onun da özünün iyi olduğu hiç mi akıllarına gelmedi?
Sen inan kalbim ve hep aklına getir, o buğulu gözlerinden dökülen gözyaşların ve düşünmekten dökülen saçların hiç boşa değil. Bir gün gözlerinden o buğu kalkacak, çünkü vuslata erdiğinde, her şeyin biteceğini ve Rabbinin gücünü biliyorsun. Alıntıdır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: