Kaldırıma yüz üstü uzanmış sessizce ağlıyordu,
Artık dayanacak bir gücü ve ona yardım edecek bir kişi dahi yoktu.
Bütün olumsuzluklar, hastalıklar elinde olmayan nedenlerden dolayı mı nüksetmişti? onu da bilmiyordu.
Evin tek çocuğu olduğu için, anne ve babası onu el bebek gül bebek büyüttükleri için, tek başına bir şey yapamam psikolojisindeydi.
Ama artık ne annesi ne de babası vardı, yaşı da baya büyüktü.
Kendi kendine kaldırımda öylece yüz üstü uzanmış ağlıyordu, çevreden geçenlerinde hayret içinde ki bakışlarını da umursamıyordu.
Ama fark etmediği bir durum vardı, sıkıntılar, üzüntüler hayatta olabilen şeylerdi, onlarla baş edebilmek ve onlarla mücadele edebilmek bizlerin elindeydi.
İnsan beynine hükmedebilen bir varlıktır, biz söylemlerimizle onu ya mutlu ya da mutsuz yapabiliriz.
Söylemlerimizle onu ya güçlü ya da güçsüz yapabiliriz.
İnsanlar şu yerde yatan insan gibi olmamalıdırlar, herkes somurtmayı, güçsüz durmayı bir tarafa koyup ilk olarak kendi doktoru olmalıdır.
Hele de bu zamanda, insanlar kalabalıklar içinde yalnızlığa itilmişlerdir, hal böyle olunca, insanoğlu kendini her noktada yetiştirmeli, mutlu olabilmenin yollarını aramalı, gerektiğinde de azla mutlu olabilmeyi öğrenmelidir.
Unutma asıl mutluluk kendi ayaklarının ve aklının sabrettiği, hayat mücadelesinde gerekirse yalnız savaşmayı bildiğin derecede mutlu olabilirsin.
Ortada bir kriz var ise kendin çözme gayreti gösterip, yılmamalısın.
Hayatta kendi kendisinin doktoru olan insanlar ne yaptıklarını çok iyi bilirler ve hayatta ilerlerken daha sağlam adımlar atarak yollarına devam ederler.
Yorumlar
Kalan Karakter: