Pandemi sürecinde özel eğitim kurumları

Öncelikle bana şu ana kadar göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı sizlere teşekkür ederim. Ve hiç zaman kaybetmeden pandemi sürecinde özel eğitim kurumlarının karşılaşmış oldukları temel konuyu naçizane anlatmaya çalışacağım.

Evet pandemi süreci bir çok kurum, kuruluşu, hatta toplumu derinden hem sağlık açısından hem de ekonomik açıdan, derin bir şekilde yaralamıştır. Zaten devletimiz bu durumla yakinen ilgilenmektedir, lakin ilgilenirken belli başlı durumlara tam manasıyla eğilememiştir.
Ve bir nevi sıkıntılarla, özel eğitim kurumları dolaylı olarak yani kötü niyet gütmeden, baş başa bırakılmıştır. Ama şunu da unutmamız gerekir ki dünyayı etkisi altına alan bu salgının tek günah keçisi yüce devletimiz değildir olmamalıdır da.

Çünkü bu salgın çok farklı bir yapıda ve hatta şuan ki durumda farklı formasyonlara hatta mutasyonlara da uğradığı da ortadadır.
Birçok alanda olumsuz olarak etkisini göstermiş ve halen göstermektedir.
Gerek bilim kurulunun gerekse sağlık çalışanlarının ve hatta sağlık bakanımızın yaptıkları çalışmaları ve özveriyi kimse inkâr etmemelidir.

Ama mademki bir kısıtlama var ve bu kısıtlamalar gerekli, o zaman eşit bir şekilde yürütülmesi gerekir. Kalabalık ortamlarda virüs daha hızlı yayılacağını bildiğimiz halde, neden devasa yerler halen faaliyetini sürdürmektedir.
Kaldı ki bunu küçük ölçekli, hele hele eğitim kurumlarını kapatma ya da sınırlama noktasında bir çalışmaya gidilmesi düşündürücü bir olaydır.

Sözüm ona ortalama bir AVM(alışveriş merkezleri) günde 1000lerce insan giderken, eğitim kurumlarımız neden kapalıdır?
AVM’ler alışveriş yerleri değil midir ve hatta bankalar ve dağıtım kanalları, gerek özel gerekse kamu kurum kuruluşları internet üzerinden faaliyetleri sürdürebilirken, bunun yanında açık olmalarında bir sıkıntı yokken, bu eğitim kurumlarının kapatılması ve periyotlar halinde denetime de tabi tutulması, ekonomik durumu bir tarafa psikolojikte bir baskı olduğu ortadadır.

Giyim, alış veriş, gıda ve hatta posta dağıtım kurum ve kuruluşları internet üzerinden başvuru ve satış yapabilirken, neden eğitim kurumlarımız uzaktan bir platformla yetinmekte ve hatta altyapısı olmayan yerleri bu eğitim sistemine mahkûm etmektedir?

Kamu kurumlarında yani devlet bazında eğitimci statüsünde çalışan memurların, kişi kurum ve kuruluşların, bu pandemi sürecinde maaşlarını zamanında ve eksiksiz alırken, buna itirazım yoktur, çünkü bu bir haktır hakkın yanında boynumuz kıldan incedir.
Sonuçta yüce devletimizin memur olarak tayin etmiş olduğunu ve sosyal devlet anlayışı gereğince zor zamanda memuruna, çalışanına, halkına sahip çıktığını kimse inkâr edemez ve kimsenin de inkâr etme hakkına bile sahip olmadığını söylemek durumundayız.

Ama şu da aşikârdır, özel kurulmuş, devletine vergisini veren, vatandaşına iş hacmi ve iş olanağı sunan, ruhsatı ve resmi bir kimliği olan, yani kaba tabirle merdiven altı olmayan, kaçak olmayan özel eğitim kurumlarının kapatılması, sadece özel eğitim gönüllülerini maddi noktada sıkıntıya koymuyor ve hatta milyonlarca ailenin de gelir dayanağını sekteye uğratıyor.

Zaten güzel ülkemden eğitim çarkını döndürmeye çalışan bu kurumlar, şuan yeterli eğitimi veremiyor ve milyonlarca öğrencinin de ihtiyacını gideremiyor.
Keşke daha önceden, belli faaliyetlere bulunulmadan ülke bazında sorunun çözümüne yönelik bir anket çalışması yapılıp o şekilde bir karar verilseydi daha iyi olmaz mıydı?
Bu kurumların kökten kapatılması yerine en azından belli sınıf ve kademeleri belli gün ve saatlere ayırıp en azından bir nebzede bu çarkın dönmesine ve öğrencilerin EBA SİSTEMİ ile beraber yürütülmesine olanak tanınsaydı.

HES koduyla alışveriş merkezlerine getirilen sistem keşke özel öğretim kurumlarına da tamamen getirtilip sürecin düzgün işlemesi noktasında faaliyetlerde bulunulması gerekirdi.
Tekrar hatırlatmakta yarar vardır, mesele sağlık ve şakası yok bu bir gerçek, umarım yüce devletimizin önderliğinde bu sıkıntıyı da bir an önce bertaraf ederiz ve güzel günlere hep  beraber koşarız diyorum ve bir sonraki haftalık yazımda esen kalın…