Engelleri ve tabuları birer birer yıkmak, daha büyük engelleri çıkarır insanın önüne, bomboş duran tabeladan bakınız , engelleri teker teker aşmaktır. Çalışmanın ödülü hep daha çok çalışmaktır. Geçenlerde sosyal medya ortamında sıkça karşılaştığım İBANİ adlı kullanıcı diğer adıyla İbrahim Katırcı kardeşimin bölge şivesi ile yaptığı tiyatral videodaları ilgimi çekti. Takip etmeye başladım, videolarını izledikçe hem kahkahalarla gülüyor, hem de verdiği sosyal mesajı alıyordum. Merak edip geçenlerde yanına gittim, biraz hoşça muhabbet ettik, çay içtik, kendisi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi işletme Bölümü Mezunu, Tiyatro ile de yıllarca uğraşmış, Wiiliam Shakespeare’den , Godot‘yu Beklerken , Henrik İbsen‘den , Üçkuruşluk Opera , Kibarlık Budalası, Anton Çehov’dan ,Johann Wolfgang Von Goethe’den Moliere’ gibi tiyatro yazarları ve oyunlardan bahsetti: Sanat Sanat için midir, Yoksa Sanat Toplum için mi gibi klişelerde Muhabbetlerimiz arasındaydı.
İbrahim kendi imkân çerçevesinde minik bir market işletiyor, aynı zamanda kendi çapında kurduğu kadrosuyla güzel parodiler sunuyor. Daha yolun çok başında olduğundan dolayı, cahil cühela, eğitimsiz, kişiliksiz bel altı muhabbetlerini kendisine şiar edinmiş üç beş kişinin tahrik ettiğini sabote ettiğini, eğitimli, okumuş insanların ise kendisini tebrik etmeye geldiğini söyledi.
İşte başarmak burada başlıyor, sen git İzmir’in Dokuz Eylül’ünde oku, sonra gel kendi çabalarınla bir küçük market işlet, ve kendi oluşturduğun 3-5 kişilik kadroyla kısa tiyatral, mesaj veren videolar çek ve bunlar toplum nezdinde takip edilsin. İşte başarı budur, Kendi imkan dairesinde, kendi çapında bişeyler yapabilmek. Tabiî ki, başarmanın kötü etkileri olacaktır. Nasıl ki meyve veren ağaç taşlanır işte aynı şekilde başaran insanları da ilk başta taşlarlar sonrada hayranı olurlar.
İbrahim; sen bir insanın çaresizlikler içerisinde çare bulmasını öğretiyorsun bence insanlara, buradan benim anladığım Şu’dur şikayet etmediğin çabaladığın sürece başarılı olursun ve başarırsın , bu zamanda sadece başarmak yetmiyor, başardığın zaman, bir sonraki hedefi ortaya koyup , o hedefi başarmak için durmadan çalışacak ve başarmanın yollarını arayacaksın. Bir ara bi kasap dükkanından et alırken gözüme duvarda asılı duran Hukuk Diploması çarptı, et doğrayan kasaba sen hukukçu musun dedim, dedi ki abi ben hukuku bitirdim. İstanbul Üniversitesinde Doktora yapıyorum, Ceza hukuku üstüne, bu da baba mesleği mecburen yapıyorum, hiç utanmıyorum hiç ar etmiyorum çünkü beni bu yere getiren bu kasap dükkanıdır.
Diyarbakır’da Kaburgacı Selim’in asıl mesleğinin İnşaat Mühendisi olduğunu öğrendiğimde biraz şaşırmış, birazda hayran kalmıştım. Evet hiçbir başarı asla tesadüf değildir. Eğer bu merdivenleri çıkıyorsan tabiî ki, yorulacaksın, sıkılacaksın, boğulacaksın umutsuzluğa düşeceksin ama merdiven bittiği zaman durduğun yükseklik hepsine değecek. Evet, Sevgili dostlar başarmanın sırrı hiçbir zaman umudunu kaybetmeden çabalamaktır. Bu arada İbrahim Katırcı’dan bahsetmişken yanında kendi kadrosunda yer alan tanıştığım çok değerli kadir şinas beyefendi Yusuf Abiye ve kendisi kadar köfteleri de lezzetli olan Mücahitten bahsetmemek olmazdı onlara da bu küçük şirince ekmek teknesinde başarıların devamını diliyorum. Ve son olarak yazılarımın sıkı takipçisi olan, kendisini çok sevdiğim canım Ablam Hatice ÖZDİLEK, en son yazımda bazı sitemlerde bulunmuştu, inşallah bu yazıda haklı olduğu sitemlerinin karşılığını görmüştür diye umut ediyorum. Yazımı bitirmeden önce Sloganımız “BAŞARMAK, TABULARI YIKMAK, ENGELLERİ DEVİRMEKLE OLUR” diyoruz. Bir dahaki yazımızda görüşmek buluşmak dileği ile. Hoşça kalın dostça kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: