Biz ki, Ustasıyız Vatan Sevmenin … Umut , saklımızda ölümsüz Bayrak … Kırmızı, kırmızı, Dalga , Dalgadır… Yazan şair böyle yazmış , şairini de söyleyelim Ahmed Arif …Ahmed Arif’i bilenler bilir Diyarbakır Doğumludur. Benim milletimin hangi memleketin bir karış toprağından sıksan bir vatansever fırlar…
Sizlere Üniversite Yıllarımda anımsadığım Diyarbakır –Bursa Maçlarını kısaca özetliyeyim; O zamanlar Diyarbakırlı futbolcular Bursa’ya giderler ama ilk yarıda maçı sonlandırır hakem , çünkü taraftarların birbirlerine olan etnik yaklaşımı… Aradan zaman geçer bu sefer Bursalı futbolcular Diyarbakır’a deplasmana gelirler Maç 6. Dakikada son bulur. Çünkü Diyarbakır taraftarı hayıf saklamıştır. Her şeyi hafızam silerde şu pankart meselesi hiç aklımdan çıkmaz.
Diyarbakır Taraftarı bir pankart açar ve o pankartta şu yazmaktadır. “BİZ VATANIMIZI SİZDEN DAHA ÇOK SEVİYORUZ” evet olay bu pankart açıldıktan sonra başlar ve 6 dk. sonra maç son bulur. Evet sevgili dostlar böyle bir girizgahla başlamak istedim. Çünkü yazacağım yazı beni bir gün ileriye dönük yargılasa da benim vatan aşkım yazdığım yazının satır aralarında dursun. Her ne kadar siyaset içerikli yazı yazmak istemesemde ülkemde ki sorunlar, sorunsal olarak gördüğümüz olgular bizi ister istemez gündem içerisinde dönen çarklıların dişlileri arasında sıkıştırmaya ve sıkışan durumlardan yazı yazmaya doğru itiveriyor.
Benim etnik olarak herhangi bir siyasete dair hiç kimseye bir bağlılığım yoktur. Ama iyi iş çıkaranı, işini iyi yapanı överim, yanlış bir şeyler yaptığında da söylerim. Evet daha önceki yazılarım da Ülkemizin Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan Bey’i övmüşümdür. Çünkü yaptığı işlerden dolayı, Bugün savunma sanayinde ileri bir noktadaysak gerçekten etkisi büyüktür. Hemen hemen on yedi –on sekiz senedir ortalama olarak bir eksik veya bir fazla ekleyebilirsiniz. Ülkeyi çok iyi noktalara getirdi. Ancak şu son senelerde ekonomik kriz olarak, millet olarak epey bir örselendik. Zaten sizler mevzuyu benden daha iyi biliyorsununuz. Adımımızı marketlere atamaz olduk. Bir diğeri de göçmen sorunu, Bir iktidar partisinin bugüne kadar yapmış olduğu tüm doğruları bu yaptığı iki yanlış silip süpürdü…
Enflasyon (Ekonomik Kriz) ve Göçmen meselesi, bu konuları bu kadar açmak istemiyorum çünkü sokakta hangi vatandaşa sorsanız hepsi söyler, Enflasyon günün birinde biter üç yılda bozulan sistem belki otuz yıl sonra düzelir ama netice itibari ile düzelir. Fakat göçmen meselesi ilelebet çözülmeyecek bir durumdur. Ben sadece düşüncelerimi söylüyorum. Lütfen, Benim Ülkem Dingo’nun Ahırı Değil, öyle herkes elini kolunu sallaya, sallaya giremez. Ülkemde Mülteci ve göçmen istemiyorum. Misafir bizim başımızın tacıdır. Ehlen ve Sehlen , misafir ev sahipliğinin büyüklüğünü bilir, ona göre de hürmet görür… Bunlar mekan sahipliği yapıyor.
Öz yurdumuzda garipsin öz yurdunda parya meselesine doğru ilerleyecek Allah sonumuzu iyi etsin . Birileri de bu durumu ensarlık olarak vazife çıkartıp siyaset yaparak kendi yanlışlarını millete doğru olarak yutturuyor. Ben hala savunuyorum bu düşüncemi Sayın Recep Tayyip Erdoğan Dünya’nın En büyük Siyasetçisidir. Ama Artık ben Milletin meclisinde, Cumhurun Makamında Siyaset yapan birilerini görmek istemiyorum. Yürütme organının siyaset ile değil Doğrularla doğru olan neyse o şekilde sağlanmasını istiyorum. Buradan seslenmek istiyorum her olayı siyaset malzemesi yapıp yanlışlarınızı, doğru olarak bu millete yutturmayın lütfen.
Eğer siz Suriye’nin iç meselelerine karışmasaydınız bugün durumlar böyle olmazdı. Barış ise her yerde barıştan yana olun Bütün komşular ile, eğer cihad lüzum ise hay hay biz onada varız. Lakin ayak oyunlarıyla , siyaset yaparak bizleri kandırmayın artık lütfen sizden istirham ediyorum. Evet Bugün İktidar topaldır. Topal ayakla yamuk, yumukta olsa yürünebiliyor. Ancak Muhalefet ölüdür. Herhangi bir ufuk, güzergah ve gelecek vaad etmiyorlar. Ölü birisi ile asla yürüyemezsiniz. Bugün Muhalefet liderini onca yıldır orda tutan, İktidarın yaptığı siyaset ile kendi arzu ve emelidir. Bu millet kaderine her zaman teslim olmuştur. Yapacak bir şey yok, her hâlükârda bu millet yapacağını yapacaktır. Şu an denize düştük, Yılana sarılmamız o yüzdendir. Umuyorum ki bu günler hep geride kalacak ve biz burada hep sevda ve şehir yazıları yazacağız. Güzellikleri anlatacağız. Bu arada yazımı sonlandırmadan Sevgili Okurlarımdan Başaran Teknik Servis Müdürü Faruk Bey’e yazılarıma olan güzel iltifat ve söylemleri için teşekkürü bir borç bilirim. Sloganımız, her uyandığımız günün Umutlu olarak geçirmek olsun…Bir dahaki yazımızda görüşmek dileği ile hoşça Kalın, dostça kalın…
Yorumlar
Kalan Karakter: