Garson müşterinin siparişini uzatmış aşçıya, Aşçı kağıda şöyle bir bakıp elinin tersi ile itivermiş , Ben böyle bir yemeği yapamam demiş …Bir ıstakozu canlı canlı kaynar suya atamam hayat felsefeme aykırı… Vay sen misin bunu diyen, İngiliz Aşçıyı tazminatsız koymuşlar kapının önüne yeriz senin felsefeni diye…Sonra ne mi oluyor; Adam Mahkemeye başvuruyor… Ve haklı bulunmuş , Neyle mi savunmuş kendisini şöyle söyleyeyim savunması tek cümle “Merhamete İhtiyacımız var Hakim Bey” …
Evet onlar ermişler Muradlarına biz çıkalım kerevite diyerek bu yazıma başlamak istiyorum.
Müsaadenizle; biliyorum farkındayım çok zaman bırakarak yazı yazıyorum ama benimde felsefem bu, yani istediğim zaman değil, zamanı geldiği zaman yazıyorum. Editöre burada herhangi bir çakma falan yok, sadece çok olan şeyin önemi olmadığını düşünüyorum. Bir kitap hazırlığına başlamak ile başlamamak arasında kalan bir süreçteyim eğer çok ihtiyaç doğarsa ona başlamak iyi olacak , kendime ait biriktirdiğim şiirlerim var, belki buradan paylaşada bilirim birkaç tanesini ama işte diyorum ya, zamanı gelince her şey , yazım zamanla şekil alıyor, yol alıyor biçimleniyor kendi etrafında kendisini tartıyor.
Önce Yazımın kendisine umut olması, sonra okuruna umut olması mecburi olarak kendisinde bir sorumluluk portresi oluşturuyor. O yüzden yazı yazma işi bende nitelikli bir hal almaya doğru yol alıyor. Bu yol boyunca hep gözlemliyorum herkesi, her şeyi baştan aşağı gözlemlediğim, tespit ettiğim bütün nesneleri birbirinden ayıklaya ayıklaya, sonra bütünleştiriyor, sonra yine parçalarına ayırıyorum. Sürekli sağlamasını yaptıktan sonra, yazacağım yazının ana düşüncesi ortaya çıkıyor.
İşte bu sebeple köşe yazılarım arasındaki zaman uzaklığı bundan kaynaklanıyor. Şimdi gelgelelim bizim konumuza; Uzun zaman oldu gözlemlediğim birçok kulvarda siyasetten dine, spordan magazine, iş sahalarından, eğlence platformlarına, televizyon programlarından, günlük içinde boğulduğunuz sanal dünya içerisinde herkesin üstlendiği bir rol var, herkes bakıyorum o mesleği çok güzel icra ediyor. Asıl o mesleğin müsebbiplerinin yapmadığı şeyi bütün insanlar olarak biz onların yerine yapıyoruz. Durun sabırsızlanmayın hemen gelmek istemiyorum biraz detaylandırıp o şekilde mesleğin adını vereceğim, O kadar kötü bir şekilde yapıyoruz ki biz o mesleği, mesleğin asıl sahipleri acaba bu işi bıraktıkları için mi onu da bilemiyorum. Ama yaptığımız iş doktorluk, mühendislik, öğretmenlik, esnaflık, gazetecilik, ticaret falan değil…
Bildiğimiz bütün toplum olarak yapıyoruz. Bireyselde yaptığımız oluyor ama birleşince toplum olarak daha büyük bir şekilde ses getiriyor. Ne mi yapıyoruz. Tamam şimdi söylüyorum sıkın durun; Herkes ama herkes, sen ben deme hepimiz dahil buna payına düştüğü kadar Hakimlik, Savcılık ve Avukatlık yapıyoruz. Yani kendimiz savunuyor, kendimiz yargılıyor ve en sonunda kendimiz karar ve hüküm veriyoruz. Her şeye hâkim olamadığımız şu dünyada, her şeyin hâkimi gibi davranıyoruz.
Herkes birbirini en kötü biçimde yargılıyor. Yargıladıkça ucuzluyor yargılarımız. Ahlaksızca, insafsızca, utanmadan sıkılmadan her şeyin hükmünü biz kendi kendimiz veriyoruz. Hani olur ya imkan ve fırsat verilse her birimiz çok kişiyi yargılamadan infaz ederiz. İşte durum bu, biz toplum olarak insanlar olarak bu mesleğe soyunmuşuz. Hem de mesleğin asıl icracılarının yapmadığı, boşlukta bıraktığı kadar bu sektörde dolanıyoruz. Bu meslekten çıkmamızın uzun süreç alacağını düşünüyorum, belki de hiç çıkamayacağız o yüzden yazının başlığında olduğu gibi kararımız tek ve hür olsun oda MERHAMET olsun. Bu son zamanlarda en çok ihtiyacımız olan sözcük “MERHAMETE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR“ , bu söz içeriğinde gizli her şey , şifreleri anlamında yüklü, umut, insanlık, adalet, eşitlik , kurtuluş, güzellik hepsi ama hepsi merhamet etmenin tümcesinde …
Biz bize merhamet edersek umuyorum ki Rabbim hepimize merhamet edecek… Birbirimize merhametsizce hükümler vermek yerine, bir birimize merhamet etmek sizce ne kaybettirecek bize… Bir daha ki yazımızda görüşmek ve buluşmak dileği Sloganımız “HERŞEYE RAĞMEN HERKESE MERHAMET” olsun. Hoşça kalın güzellikle kalın...
Yorumlar
Kalan Karakter: