Son nefesteyken bile umut
Toplumumuzun asıl farkında olmadığı yitip giden tek hastalığının umut olduğunu her geçen gün bu kendilerinde barınan umutlarının an an tükendiğine, TV programlarında, sosyal medya paylaşımlarında ve monotonluktan yaşanan şikayetlerinde tespit ettim. Ne denli sessiz sessiz tüketiyoruz.
Umut bilincimizi, gün geçmiyor ki alevleri azalıyor yaşama sevincimizin. Tabiki de her canlı ölümü tadacaktır. Biz elbette ölümün tadını alacağız ve ölümsüz ebedi bir hayata tekrardan başlayacağız. Ömrümüzü umutsuzluk içinde bitirmeden, tadını ala ala , hep sevinçli, ve güzel bir şekilde yaşamak bizlerin elinde, bu anlattığım olguları sırası ile şu şekilde örneklemek istiyorum.
Tatile gideceği için morali bozulan, ya da bir misafirlikte sürekli düşünen, somurtan veya üzgün olan insan olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Hayır, tatilde insan o tatilin keyfini çıkarmak için bütün aktivitelerini yapar veya vücudunun her organını, beynini ve ruhunu dinlendirir. Hep mutludur. Ve o tatilin bitmesini istemez. Ya da misafirliğe gittiği zaman hep güler yüzlü, konuştuğu stresini attığı ikramların ardı sıra geldiğini ve mutlu olduğumuzu biliriz.
İşte dünya hayatı da bizim için bir tatil yeri ve misafirlikten başka bir şey değildir. Umudu kaybetmeden, tatili güzel geçirerek ve tatil olan bu ömrümüzün bir gün biteceğine sonrasında ebedi olan sonsuz bir hayata gözlerimizi açacağımız bilerek ona göre bir hayat felsefesi oluşturmamız lazım.
Umudu hiç bir şeyde kaybetmeden, olmayan bir şeyin demek ki hayırlı olan bu, kaybetmenin de bir zafer olduğunu, çalışmanın, insan doğasında yeniden doğmak gibi canlı ve taze olduğunu hissederek çabalamanın, bunun bir bayrak yarışı olarak bayrağı götürebildiğiniz yere kadar götürüp, sonra sizden gelene bırakarak bitiş noktasının hiçbir zaman bitmeyeceğine inanarak yaşamak.
Evet, umudunu kaybetmiş olan insan inancını da kaybeder, inancını kaybeden insan her şeyini kaybeder, şu an silkinip ve düştüğümüz yerden kalkarak hızlı hızlı bitiş noktasına doğru bayrakları ulaştırmaya, sizin tükendiğiniz yerde bayrağı sizden sonra gelene verene kadar yaşamaya umutla sevinçle ve tam olan inancınızla devam edin.
Son nefeste bile umudunuzu asla ama asla kaybetmeyin. En sonunda zafer biiznillah bizim olacaktır. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi; Mehmed’im Sevinin Başlar yüksekte! Ölsekte sevinin Eve dönsekte! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet, elbet bizimdir! Gün doğmuş gün batmış Ebed bizimdir!.
Bir dahaki yazımızda görüşmek ve buluşmak dileğiyle, sağlıkla mutlulukla ve UMUTLA kalın…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: