İnsan bazen değer yargılarından kopamıyor, bazen de kökünde buluyor benliğini, hayatı sorguladığımız zaman yaptığınız bütün hesaplamalardan, kar-zarar karşılığında elinde tek kalan rakamsal olarak da ifade edilmeyen; değerleri, hayata bakış açısı, kültürü, örf adet ve gelenekleri, yaşayış biçimi vizyonu, misyonu hepsi birlikte alt alta topladığın zaman karşılık olarak İslam çıkıyor.
Terazinin hangi tarafına koyarsan koy ağır basacağı terim…. İşte bu terim sizi her şeyinizle ve bütün yaptığınız hesaplamaları sıfırla çarparak sizi bir tercihe götürüyor. Son günlerde çokça bana karşı sorulan ama hep aynı cevabı verdiğim, kimilerinin ya bu seçimlerde kimi destekliyorsun, neden böyle ya niye görmüyor musun ne hale büründük dediği ama hep haklı olarak tarif ettiğim hep ama hep eleştirdiğim sistemi tek bir açıklama yaparak safımı belli ettim seçim sürecinde.
Evet, ben İslami olarak ele aldığım tüm hayatımı, yaşadığım ülkede de ülkeyi kimin yönetmesine karar verdiğim zaman bu retorik üzerinden tercihimi yaptım. İnsan insanı neden sever sorusuna karşılıkta Allah olduğu cevabı, insan vatanını, devletini neden sever sorusunun cevabı aynı olduğu zaman bu pencereden baktığın için ne kadar eleştirilirsen eleştiril hep aynı yöne itiyor tercihlerini. Bu sebeple baktığım zaman çoğu arkadaşım, tanıdık hatırlı dostlar belli ki kızgın ve küsmüş olabilirler. Çoğu, belli sosyal medya platformlarından çıkarmışlardır bile beni. Olsun ben insanı sadece ve sadece Allah için seviyorum. Ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanları ne kadar farklı olursak olalım ne derecede düşüncelerimiz bizi birbirinden ayırsa da bizi aynı topraklar üzerinde birlikte ve beraberce yaşamaya iten belli etnik söylemlerimiz var. Bazı temel konularda aynı paydada buluşuyor olmamız, belki de farklılar içinde düzgün bir şekilde yaşamak bizi Devlet ve Ülke haline getiriyor. Seçim bitti, doğrusuyla, yanlışıyla artısıyla eksiğiyle, şimdi yeni bir başlangıç ve yeni bir süreç önümüzde bizi bekliyor. Biz bu önümüzdeki süreçte hep eleştirecek miyiz yoksa bizde faydalı olmak için bir elde biz mi atacağız. Bana soran dostlarımdan, abi sen hangi taraftasın, o partimi bu partimi muhalif mi, iktidar mı yanlısısın diyen okurlarıma, ben siyasetçi değilim, herhangi bir siyasi partinin de üyesi değilim. Ben bir Gazeteciyim gazeteciler için kimi görüş grupları tarafsız olduğu söylemini vurgulasa da, kimi zaman muhalif olduklarını savunurlar.
Bana göre gazeteci her zaman kendi penceresinden gördüklerini topluma aktarır, Toplum bu pencerede gördüklerini kendileri yorumlayıp kendileri karar verirler. O sebeple ben size gördüğüm manzarayı bu köşe üzerinden söyleyeceğim, yeni süreçte her şeyin hakkımızda hayırlı olmasını diliyorum. Biz belki ara ara siyaset konularında bir şeyler yazarız ama ben her zaman söylediğim gibi bu konulardan pek fazla haz etmiyorum. Bizler insan kazanma arayışındayız, sizlerin soluğunu yazıları okurken biraz daha rahatlatma çabası içerisinde olduğumuzdan dolayı kendi Hümanist dünyamızdan sizlere hep güzel şeyler söyleme derdinde olacağız. Yazımı sonlandırmadan önce sloganımız “Her Yarın Yeni Bir Başlangıçtır” olsun size Abdürrahim Karakoç şiiriyle yazımı bitirmek istiyorum.
Bir dahaki yazımızda görüşmek buluşmak dileği ile. Hoşça kalın dostça kalın;
Bana Mevlana'yı, Yunus'u verin
Mecnun'u, Leyla'yı size bıraktım
Kırk yıldır susuzum, bir tas su verin
Irmağı, deryayı size bıraktım
Talipli değilim şöhrete, şana,
Makamı, rütbeyi yük etmem cana
Dostluk, sevgi, şefkat yetişir bana,
Dövüşü, kavgayı size bıraktım.
Zaman yoktur ekip, biçip, sürmeme
Ham topraktan haram mahsul dermeme
Bir tek gönül kâfi gelir girmeme
Konağı, sarayı size bıraktım.
Çokta değil, hakta buldum huzuru,
İstediğim alın teri, göz nuru
Benliği, kibiri, iğrenç gururu
Faizi, bankayı size bıraktım.
Hiç biriniz telaş etmesin boşa
Doyacak gözünüz toprağa, taşa..
Beni inancımla koyun baş başa..
Topyekûn dünyayı size bıraktım
Yorumlar
Kalan Karakter: