Yol ve yolculuk devam ediyor. Her zaman ve her an; Zamansız bir hayatın varoluşuna yaklaşmaktayız. Bu yolculuğun tadını çıkaran bir yazı yazmak istiyorum sizlere. Her yazımızda umuttan, mutluluktan, sevinçlerden bahsediyoruz. Bu sefer bu yazıyı okuduğunuzda ben eminim ki biraz tat alacaksınız; her anın yaşanan kötü günlerin geride kaldığının kanıtı ve içinde bulunduğumuz sıkıntıların bir gün biteceğinin göstergesi olarak önünüzde duracaktır.
Öncelikle geçtiğimiz günlerde İsmail Ağa Cemaatinin Başı olan Sayın Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretlerinin vefatı sebebiyle kendilerine Cenab-ı Haktan Rahmet ve yakınlarına sabırlar niyaz etmek isterim. Çok uzun zamandan beridir hayatını araştırmaktaydım. Bir tek kusur ve noksanlık göremedim. İçten içe çokta gıbta ettim. Allah C.C. ‘ya adanmış bir hayat, süt kadar ak ve temiz, su kadar şeffaf ve topluma o kadar lazım bir hazret…
Değerli Hocayla tanışmak kısmet olmadı ancak bütün kalbimle ona ve görüşlerine çok bağlı olduğumu kendi kendime söyledim. Şimdi asıl nüans noktasını ve önemli yerini sizlere belirtmek istiyorum. Bu Dünya’nın bütün gam ve kederlerinden kurtulduğunu düşünüyorum. Ona mı üzüleyim yoksa kendime mi bilemedim. İşte zamanla insan başlıklı yazımı yazmamın sebebi budur. Bu örneği başta veriyorum ki, bir son var iyiye de kötüye de ama iyi olarak gidersek bu yol da bu yolculuğunda tadını alırız ve sonunda mutlak bir ahret hayatına sonsuz bir şekilde güzellikle uyanırız. Ama kötü olarak gidilirse bu Yol da azap verir yolculukta…
Bu sebeple ki güzel kardeşim şu an bu yazıyı okuyorsan eğer, hala kurtulma şansın var… Yolun da yolculuğunda güzel geçmesi senin elinde şükretmen için çok büyük sebeplerin var sıralamamı ister misin. Mesela, Vatanından ayrı kalıpta twitler atıp birilerini korkutmak ya da birilerine yaranmak adına vatanına geri dönmek arzusu içerisinde değilsin.
Mesela Seksen milyonluk bir toplumun ekonomik bozuntuya uğramasından mesul değilsin. Mesela bir yerlerde ve ya bir şekilde açığa çıkmış mahrem ve ahlaka mugayir görüntülerin yok, mesela bir muhalif grubun umutsuzluğu değilsin. Mesela ölümle tehdit edilen yazar, siyasetçi, bürokrat değilsin.
Mesela vatanında zulüm görerek başka ülkelere mülteci olarak gitmiş ve o ülkenin insanları tarafından dışlanmış bununla beraber birçok yakının ölmüş ve burada ekmek umuduna çalışıyor değilsin.
Mesela Onursuz ve hayâsız bir şekilde çıplak bedeninle sahillerde ve parklarda dolaşıyor değilsin. Mesela kendi Ülken içerisinde hain olarak adlandırılıyor değilsin.
Mesela kimsenin ölümüne sebebiyet ve mesuliyet ihtimalin olmuş olarak dolaşıyor değilsin. Bu meseleleri yazsam galiba birkaç ciltlik ansiklopedi oluşabilir öyle tahmin ediyorum. Ancak siz içinizden lütfen bu meseleleri çoğaltın. Ve sonuna da şöyle ekleyin; Bu başıboş ve ahlaki olarak nereye gittiği belli olmayan Dünya’da henüz daha temiz ve kendine göre ufak tefek çaplı sorunları olan bir insansın ve noksansın. Bu noksanlıklar senin en büyük özelliğin varoluş sebebin o yüzden noksan olarak yaratılıp amacın noksanlığını gidermek değil mi?
Sen bu kendine göre büyük olarak adlandırdığın ama başkalarına göre çok küçük olan dertlerini de beraberinde götürmeyeceğin için güzel kardeşim, üzülme, yolun tadını çıkar bütün olumsuzluk ve pervasızlığa karşın olanca gücünle savaş inadına mutlu olmayı başar. Kendini eğit, bireyselleş, kendine ödevler ver ve bu ödevleri yerine getir, hedef belirle bu hedef istikametinde ilerle. Hedefine ulaşmayabilirsin bu senin için bir noksanlık değildir.
Sen güzel kardeşim. Zamanla anne karnında olgunlaşıp, zamanla doğuyorsun, zamanla büyüyorsun, zamanla gelişiyorsun, zamanla anlıyorsun, zamanla kaybediyorsun, zamanla kazanıyorsun, zamanla yarışıyorsun en sonunda zamanla insan oluyorsun.
Bak güzel kardeşim son durağı belli olan, hatta en son; yüksekte tek duracağın yer musalla taşı unutma! İşte bu durağı belli olan bir Dünya yolculuğunda yolun ve yolculuğun tadını çıkar, hayatı iyi ve güzel bir şekilde yaşa, hazırlığını hep sonsuzluğa göre ayarla.
belki de zamanla senide o son durakta 3 milyon insan UĞURLAR!... “Sloganımız; Son durağa giderken, her günümüzün ve yarınımızın son durak olabilme ihtimalinin olmasıdır.”
Bir dahaki yazımızda görüşmek ve buluşmak dileğiyle hoşça kalın, mutlukla kalın, güzellikle kalın…
Yorumlar
Kalan Karakter: