Peygamber duaları-1
İnsanlığa her hususta rehber olarak gönderilen Peygamberler duanın nasıl yapılacağını, nelerin istenmesini ve nelerden Rabbimize sığınmamız gerektiğini bizlere uygulayarak göstermektedirler. Biz geçmiş Peygamberlerin dualarını Kur’ân-ı Kerîm’den ve Efendimizin (s.a.s.) mübarek sözlerinden öğrenmekteyiz. Geliniz burada birkaç Peygamber duasını beraberce öğrenelim.
“Ya Rab, sen bana mülkten bir nasip verdin ve bana rüya tevilinden bir ilim öğrettin, Gökleri, yeri yaradan Rabbim! : Benim dünya ve ahirette velim sensin benim (ruhumu) Müslüman olarak al ve beni sâlihler zümresine ilhak buyur.” (Yûsuf 12/101)
Hz. Yûsuf (a.s.) hayatında bizler için birçok ibret ve nasihat bulunan peygamberlerden birisidir. Nitekim kutsal kitabımız O’nun hayatını “en güzel kıssa” olarak nitelemektedir. Çekmiş olduğu bütün sıkıntılara göğüs germiş ve musibetler karşısında sabrederek güzel bir kul olmanın tam olarak ne manaya geldiğini bizlere göstermiştir. İçinde bulunduğu sıkıntılar karşısında bezginlik göstermemiş ve ölümü temenni etmemiştir.
Mısır’a sultan olup Allah (c.c.) nimetini tamamlayınca artık vuslatın yakın olduğunu anlayarak imanlı bir şekilde ruhunu teslim etmek istemiş ve sâlih insanlarla beraber haşrolmak istemiştir. Bu duanın bize öğrettiği en büyük hakikat kulun Rabbinden gelen bütün musibetlere karşı sabrederek ölümü temenni etmemesidir. Rabbim imtihanlar karşısında dik durabilmeyi bizlere nasip eylesin.
Ayrıca bu dua bizlere güzel insanlarla beraber bulunmanın faziletini de bildirmektedir. İnsan yaşadığı ve beraber bulunduğu kimselerin ahlakıyla ahlaklanır. Onlar gibi yaşamaya başlar. İlk zamanlarda kendisine çok ters gelen ve benimsemediği davranışları dahi sonradan kabullenerek hayatına tatbik eder. Bu hakikati çok iyi bilen Peygamberimiz (s.a.s.) ; “Kişi arkadaşının dini üzeredir.” buyurmaktadır. Bu hakikati unutmamalı ve arkadaşımızı iyi seçmeliyiz. Kötü tercihler bizlere dünya ve ahiret pişmanlığı olarak geri dönecektir.
Musibetler karşısında sabrı kuşanmak peygamber ahlakıdır. Hz. Yakup (a.s.) da oğlunu kaybetmenin hüznüne gark olmuş fakat Rabbinden gafil olmayarak bu belaya sabretmiştir. İnsan en yakınındakileri kaybettiği zaman bu hakikati unutmadan aynı sabrı kuşanabilmeli ve bu imtihanı da kazanma gayretinde olmalıdır. Unutmamalıyız ki ;”Sabır kurtuluşun anahtarıdır.”
Rabbimizin Tevfik ve inayetiyle.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: