Çocukken bir durumla karşılaşıldığında veya anlamını bilinmediğinde sıkça karşılaşılan bir cümleydi bu. Bir şey alınamadığında istek karşılanmadığında söylenen bu söz günümüzde daha da anlamlı hale gelmiş durumda. Biz fakir miyiz? Diye küçükken sorulurdu. Karşının da verdiği cevap ise fakirlik ayıp değildi. Biz fakir miyiz ve fakirlik ayıp değil cümleleriyle nesiller büyümeye devam ediyor. İşin içine birazda kader giriyor galiba.
Konuya biraz bilimsel bakılması da gerekiyor. İlk olarak Fakir kelimesi Arapça'da "delmek, kazmak, kırmak" mânalarına gelen fakr kökünden sıfat olup asıl anlamı "omurgası (fekār) kırılmış kimse"dir. Bu durumdaki insan gibi bir işe güç yetirememesi, başkasına muhtaç olması sebebiyle maddî bakımdan sıkıntı içinde bulunan kimseye de fakir denildiği ifade edilir. Kur'an, insan için çalışmanın dışında hiçbir şey olmadığını söylemektedir (Kuran, 53:39). Yoksulluktan, sabrederek değil, çalışarak kurtulabiliriz. Onur ve özgür insanlar olmak, çalışmak ve varlık yaratmayı gerektirmektedir. Yoksulluk, kader değildir. O zaman insan nasıl fakir olabiliyora bakmak gerekiyor.
Yoksullaşmanın en bariz belirtilerinden olan çevresel nedenlerin başında, doğal afetler, çölleşme, kuraklık gibi doğal etkenler gelebildiği gibi; aşırı otlatma, ormanların tahrip edilmesi gibi insan tahribatı sonucunda oluşan doğal yıkımlar da yoksulluğa neden olabilmektedir. Bunlar genel geçer durumlar için söylenirdi. Maddi durumların haricinde manevi fakirliğe bakmak gerekiyor. Küçükken daha da çok söylenirdi bu cümle demiştim. Biz fakir miyiz? Diye sorardık ebeveynlerimizde fakirlik ayıp değil diye söyleyip kulağımıza küpe olmasını sağlarlardı. O zamanlar fakirliğin ayıp olmadığı bize öğretildiği için belki biraz tatminkârdık, okulumuzdaki fakir öğrencilere daha şefkatli davranıyorduk ayıp olmaması demek yeterdi bu durumu katlanılabilir kılmak için. Ama yok meğer öyle değilmiş, meğer fakirlik ayıpmış hem de ayıpların en hası belki de.
Daha çok günümüz televizyonlarında görüyoruz bu durumu. Yayınlanan dizi ve filmlerde zenginliğin özendirilmesi fakirliğinin gözünün kör olsun dedirtmesi. Çevremizde gördüğümüz işine, evine, alışverişine ve hatta tuvalete bile arabayla gidip, temizliğini yardımcıya yaptıran, alışverişini telefonla halledip süpermarketlerde arabalara ağzına kadar yiyecek-içecek tepiştiren, tatil dönemlerinde en pahalı tatili yapmak için para harcayan, en şatafatlı lokanta da yediği bir yemek parasıyla bir aile bir ay geçinebiliyorsa fakirlik kader değildir. Son çıkan bir modeli alabilmek için saatlerce bekleniliyorsa bu durum kader değildir. Son model telefonu alabilmek için bir tarafta saatlerce beklenirken diğer tarafta da devletin verdiği yardımı alabilmek için saatlerce sırada beklemek. Fakirlik ayıp değildir cümlesi artık eskilerde kaldı. Günümüzde insanları tanımanın ve bilmenin yolu paradan geçiyor. Yani maddiyatın kadarsın deniliyor maneviyat hep geri planda kalıyor.
Maddiyatın olmadığı veya geri planda kaldığı maneviyatın hiç eksilmeyeceği bir dünya için kendinize iyi bakın.
Yorumlar
Kalan Karakter: