İsrail’in bu kez Lübnan’da başlattığı yeni saldırılar, on binlerce insanı yerinden ederken Ortadoğu’nun kanayan yaralarına bir yenisini daha ekledi. İsrail’in, yıllardır Filistin’de sürdürdüğü işgal ve zulüm politikaları, şimdi komşu ülkelere taşarak bölgede bir insanlık dramına neden oluyor. Ancak ne acıdır ki, dünya yine sessiz, Müslüman ülkeler sessiz. Türkiye dışında hiçbir Müslüman devlet bu terör devletine karşı çıkmıyor, adeta yaşanan katliamı görmezden geliyor.
İsrail’in Lübnan’a Yönelik Saldırıları: Yeni Bir Felaketin Başlangıcı
İsrail’in Filistin topraklarında yaptığı zulümler, her yıl masum insanların hayatına mal oluyor. Ancak bu kez sahne Lübnan. İsrail, Lübnan’a yönelik gerçekleştirdiği son saldırılarla yine insanlık dışı bir tablo ortaya koydu. Sivillerin yaşadığı mahalleler, hastaneler, okullar hedef alındı ve on binlerce insan yerinden oldu. İsrail, hiçbir uluslararası hukuka ya da insan hakları normlarına riayet etmeden Lübnan’da masum sivillere yönelik hava saldırıları düzenliyor. Her saldırı, yeni bir yıkım getiriyor, her bomba bir evin, bir hayatın sonu oluyor.
Dünya Neden Sessiz?
En üzücü nokta ise, dünyanın bu katliam karşısındaki sessizliği. İsrail, uluslararası arenada bir terör devleti gibi davranıyor, masumları öldürüyor, kentleri bombalıyor, sivilleri hedef alıyor. Ancak ne Birleşmiş Milletler’den ne Avrupa Birliği’nden ne de sözde insan hakları savunucusu Batı dünyasından ciddi bir tepki geliyor. Kınamalar, basit diplomatik açıklamalarla sınırlı kalıyor, herhangi bir yaptırım ya da ciddi bir müdahale yok. Dünya, bu katliamı sadece izlemekle yetiniyor.
Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlar, insan hakları ihlallerine göz yumarak, İsrail’in eylemlerine dolaylı olarak destek veriyor. Filistin’de başlayan bu sessizlik, şimdi Lübnan’da da devam ediyor. İnsan hakları ve barış savunuculuğu yaptığını iddia eden Batı, menfaatleri uğruna zulmü görmezden geliyor.
Daha da utanç verici olan, Müslüman ülkelerin sessizliği. İsrail’in bu zalim politikaları karşısında, Müslüman ülkeler sessiz kalıyor. Türkiye dışında hiçbir Müslüman ülke, İsrail’in Lübnan’da işlediği savaş suçlarına karşı ciddi bir tavır almıyor. Müslüman kardeşleri öldürülürken, evleri yıkılırken ve çocukları bombalar altında hayatını kaybederken, İslam dünyasının liderlerinden yükselen bir ses yok.
Bu suskunluk, mazlumların acılarını daha da derinleştiriyor. Birbirleriyle çıkar ilişkileri kuran Müslüman liderler, kendi ülkelerindeki sorunlara odaklanarak Ortadoğu’da yaşanan bu insanlık dramına sırtını dönüyor. Halbuki Müslümanların birliği, dayanışması ve gücü bu zulmü durdurmak için yeterli olabilir. Ancak ne yazık ki bu birlik ruhu kaybolmuş durumda.
Türkiye’nin Tavrı: Yalnızca Türkiye Sesini Yükseltiyor
Bu süreçte dikkat çeken tek istisna Türkiye. Türkiye, uzun süredir İsrail’in saldırgan politikalarına karşı net bir tavır alıyor. Filistin meselesinde olduğu gibi Lübnan’daki zulme de sessiz kalmayan Türkiye, dünya kamuoyuna seslenerek İsrail’in katliamlarına karşı durulması gerektiğini vurguluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in saldırılarını açıkça kınayan nadir liderlerden biri. Türkiye’nin bu tavrı, sadece İslam dünyasında değil, mazlum coğrafyalarda da yankı buluyor.
Ancak Türkiye’nin bu yalnız tavrı, dünya kamuoyunu harekete geçirmeye yetmiyor. Çünkü küresel çıkar ilişkileri, insan hayatından daha değerli hale gelmiş durumda. Batı dünyası, İsrail ile kurduğu stratejik ve ekonomik ilişkiler nedeniyle sessiz kalırken, İslam dünyası da kendi iç çekişmeleri ve liderlik mücadeleleriyle meşgul.
Neden Müslüman Ülkeler Birlik Olamıyor?
Peki, Müslüman ülkeler neden İsrail’e karşı birlik olamıyor? Bunun birçok nedeni var. Öncelikle, Ortadoğu’da ve İslam dünyasında yaşanan iç çekişmeler, ülkeleri birbirine düşman hale getirmiş durumda. Siyasi ve mezhepsel farklılıklar, ülkelerin birlikte hareket etmesini engelliyor. Arap dünyasında, özellikle Körfez ülkeleri arasında İsrail’le yakınlaşma politikaları, bu sessizliği daha da derinleştiriyor.
İkinci olarak, bazı Müslüman ülkeler, Batı ile kurdukları ekonomik ve siyasi ilişkileri zedelememek için İsrail’e karşı ciddi bir duruş sergileyemiyorlar. Ne yazık ki, para ve güç odaklı çıkarlar, kardeşlik ve dayanışma ruhunun önüne geçmiş durumda.
Sonuç: Zulme Karşı Sessizlik Daha Fazla Sürmemeli
İsrail’in Lübnan’daki katliamı, sadece Lübnanlıların değil, tüm insanlığın meselesidir. Masum insanların öldüğü, çocukların hayatını kaybettiği, evlerin yıkıldığı bu katliama karşı dünya artık sessiz kalmamalıdır. Özellikle Müslüman ülkeler, bir araya gelerek bu zulme dur demeli, İsrail’in saldırılarına karşı birlikte hareket etmelidir.
Türkiye’nin gösterdiği cesur tavır, diğer Müslüman ülkelere örnek olmalı. İsrail’in terör politikalarına karşı sessiz kalmak, zulme ortak olmak anlamına gelir. Bu yüzden İslam dünyası, mazlum coğrafyaların sesi olmalı, Filistin ve Lübnan halkının yanında yer almalıdır.
Unutulmamalıdır ki, zulme sessiz kalmak, zulmün büyümesine neden olur. İsrail’in saldırıları durmazsa, Ortadoğu’da daha fazla kan dökülecek, daha fazla insan yerinden olacak. Dünya, özellikle Müslüman ülkeler, bu sessizliği bozmalı ve mazlumların yanında yer almalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: