Son dönemde haber bültenlerini açtığımızda her gün karşılaştığımız bir gerçek var: kadın şiddeti ve kadın cinayetleri. Televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada sürekli bu acı dolu haberlerle yüzleşiyoruz. Bir annenin, bir kız kardeşin, bir eşin ya da bir kız çocuğunun hunharca saldırıya uğradığına tanıklık ediyoruz. Bu durum, toplum olarak ne kadar derin bir sorunumuz olduğunu gözler önüne seriyor.
Anne ve babalara buradan seslenmek istiyorum: Kızlarınızı küçük yaşta evlendirmeyin. Unutmayın, her kız çocuğu babasının prensesidir. Bu söz, kızlarımızın bizim için ne kadar değerli olduğunu vurguluyor. Peki, bu prenseslerimize neden kıyıyoruz? Neden onları küçük yaşta, hayatın zorluklarına hazırlanmadan evlendirmek gibi ağır bir yükün altına sokuyoruz? Nasıl olur da 14 yaşındaki bir kız çocuğunu, 30 yaşındaki bir adama verebiliyoruz? Bu, o çocuğun hayatını karartmaktan başka bir şey değil.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, bu durumun ne kadar trajik olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sokak ortasında, çocuğunun önünde ve halkın gözü önünde bir adam, karısını feci şekilde darp etti. Bu olay, toplumumuzda kadına yönelik şiddetin ne kadar yaygınlaştığını ve sıradanlaştığını gösteriyor. İnsanlar, kadının dövülmesini adeta bir film izler gibi seyrediyor. Bu nasıl bir vicdansızlık? O kadın, bir erkeğin hoşuna gitmek için mi şiddet görüyor? Kendinize gelin beyler! O kadın, sizin de kızınız, bacınız olabilirdi. Nasıl olur da bir kadına bu kadar öfkeli olabilirsiniz?
Toplumumuzda kadına yönelik bu öfke ve şiddet, derin bir sosyal sorun olarak karşımızda duruyor. Ancak bu duruma sessiz kalmak, bu sorunun büyümesine neden oluyor. Kadınlarımızı ve kızlarımızı korumak, onları hayata hazırlamak için el birliğiyle çalışmamız gerekiyor. Bu konuda en büyük görevlerden biri, şüphesiz ki devlete ve yetkililere düşüyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan, kızlarımızı okutalım çağrısıyla bu konuda önemli bir adım atmıştı. "Haydi Kızlar Okula" sloganıyla binlerce kız çocuğunun eğitim hayatına kazandırılması sağlandı. Ancak bu yeterli değil. Kızlarımız okulu bitirdi, şimdi sıra onları iş hayatına kazandırmakta. Devlet yetkililerine buradan sesleniyorum: Tüm kadınların sesi olarak, lütfen kızlarımıza iş verelim. Onlar, erkeklerin kölesi olmasın, kendi paralarını kazansın. Kadınlarımız, toplumda güçlü bireyler olarak yer alabilsinler.
Yeter artık! Kızlarımıza, kadınlarımıza sahip çıkalım. Onları koruyalım, onlara değer verelim. Kadınların güçlenmesi, toplumun da güçlenmesi demektir. Kadınlarımızın hayatını karartmak yerine, onlara destek olalım. Unutmayalım ki, her kız çocuğu bir prenses ve her prenses korunmayı hak eder.
Yorumlar
Kalan Karakter: