Tarım işçilerinin acıları son bulmalı
Mevsimlik tarım işçilerinin ülke genelinde birçok ilde ekmek parası için yaz mevsimi süresince çıkmış oldukları çile dolu yolculukta ve bulundukları yerlerde yaşamış oldukları sıkıntıların ve kayıpların ne zaman sonlanacağını açıkçası bende merak ediyorum.
Okul sezonu kapanmadan öğrencileri okullardan alarak tarım işçiliği için yolara düşen aileler, aynı zamanda kendi canlarını ve sevdiklerinin canlarını ekmek parası yolunda tehlikeye atmalarına dur denilmesi gerekiyor. Şanlıurfa aynı zamanda Türkiye ve dünyayı doyurabilecek bir tarım potansiyeline sahip. Fakat maalesef buna rağmen başka illere tarım işçisi göçü vermek zorunda kalıyor.
GAP’ın başkenti Şanlıurfa’da tarım ve ziraat ürünleri çeşitliliğinin verim açısından oldukça yüksek rekoltelerde sağlayabilecek güçte. Bilinçli bir tarım politikası ile Şanlıurfa’nın tarım işçiliği konusunda göç vermek yerine göç alan bir il şekline dönüşebilir.
Dünya kurulduğu zaman ilk insan atamız HZ. Adem’in ilk tarımı bu topraklarda yaptığı rivayet edilir. Bu toprakların verimliğinin yüksek olduğu geçmişten bugüne bilinen bir gerçek.
Buna ek olarak, tamamlanan Güneydoğu Anadolu Projesi ile birlikte 3 milyon insanın bu topraklarda istihdam edileceği bile geçmiş yıllarda konuşulan konuların başında gelmekteydi. Hatta geçtiğimiz yılarda sulama kanallarıyla birlikte tarımsal alanda Şanlıurfa’da doksanlı yıllardan beri tarım yapılmakta.
Hatta bu sulama kanallarının bir bölümü de Mardin ovasında verimli topraklarla buluşarak tarım çeşitliliği artmakta. Fakat ürün çeşitliliğinin sınırlı olması ve yetişen ürünlerin insan gücü yerine makinalı hasat ile yapılması ne yazık ki Şanlıurfalı tarım işçilerinin kaderinde herhangi bir olumlu değişikliklere yol açmadı.
Şanlıurfalı tarım işçileri yine kaderine terk edildi ve başka illerde ekmeğinin peşine düştü. Bu çileli yolculuklarına il olarak çocuklarının eğitimini kısıtlayarak başlayan tarım işçileri, bu yolda ilerlerken yanı sıra trafik teröründe kimi zaman kendi canlarından oldular. Kimi zaman yakınlarını kaybettiler ve yine bu yolda sakatlanarak engelli duruma düştüler.
Bununla birlikte bulundukları illerde yakınlarını çeşitli kazalara kurban veren tarım işçileri Karadeniz de boğuldu, ya da Sivas’ta serinlemek için girdikleri Kızılırmak’ta çocuklarının cansız bedenleri ile karşılaşmak zorunda kaldılar. Adeta satranç oyununun feda edilen piyonları gibi tarım işçileri de birer birer canlarını feda etmeye başladılar.
Oysaki GAP’ın başkenti Şanlıurfa bunları hak etmiyor. İnsan Allah’ın yaratmış olduğu en yüce varlıktır. Fakat ne yazık ki bu yüce varlık kurban edilmekten öteye gitmiyor. Şanlıurfa gün geçtikçe büyüyen bir şehir. Buna paralel olarak nüfus yoğunluğu da artarak devam ediyor. Özellikle tarım işçilerinin kaderi bu olmamalı, bu işçilerin canları bu kadar ucuz olmamalı. Artık bu insanlar tarım işçileri terörüne kurban edilmemeli.
Şanlıurfa milletvekillerinin TBMM’de yapmış oldukları tek şey oylamalarda el kaldırmak ya da arada bir kürsüye çıkarak bazen konuşma yapıp o konuşmalarının takibini yapmamaları vekillerin bu konuya ne denli duyarsız kaldıklarının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta.
Aynı zamanda belediyelerinde bu konuda sosyal belediyecilik konusunda gerekli çalışmaları yapmıyorlar. Oysaki sosyal belediyecilik adına tarıma yönelik çalışmalar yapılarak tarım işçilerinin bu sorunları çözülebilir. Geçmişten bugüne TBMM’ye giden Şanlıurfalı vekillerin bu konuda büyük bir çalışma yapmaları gerekiyor.
Çünkü unutmamaları gereken en önemli detay, o meclise girerken tarım işçilerinin oyları ile o makamda bulundukları gerçeği. En kısa sürede bu konuda gerekli çalışmalar başlatılarak hem tarım alanında dünyaya açılma imkanına sahip olur, hem de tarım işçilerinin tarım terörüne kurban gitmelerinin önüne geçmiş olurlar.
Aksi takdirde tarım işçileri, Mevsimlik tarım işçisi terörüne kurban gitmeye devam eder. Bu duruma bir an önce dur demenin zamanı geldiğine inanıyoruz. Yeter artık, yürekler yanmasın, insanlar mağdur olmasın Mevsimlik tarım işçisi terörü artık son bulsun…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: